28 Mart 2008 Cuma

İKONCANIN KİM GÜZELİM





Pek bi şekilci olduk biz günlükçüğüm.

Kızlar kendilerini trend bir mekana götürmeyen çocuklarla çıkmıyor artık. Muhallebiciler tarihe karıştı. Starbucks var.. Gloria Jeans var.. gideceksen oralara git. Öyle nostalji olsun diye pastaneye falan gideyim deme sakın. Demode olursun bak baştan söylüyorum. Hele üzerine "çakma" bir şey almaya kalkma, hemen anlayıp kınarlar seni, benden uyarması.

Bir de yavrularda marka takıntısı var ki, sorma gitsin. Bizim zamanımızda da gençler marka giymeyi severdi. Ama şimdi parmak kadar bebeler ayakkabının Adidasını, kot pantolonun Levis'ını istiyor da ben pek bi şaşıyorum.

Anneee...
Heeeeeee....
Bi yere gidelim mi?
Nereye gidelim mi?
Mek Domalds olur Börger Kink olur ne biliiiim işte. Yabancı bi ismi olsun da...

Anneee.....
Heeeeeeee.........
Bana Adi-daz eşofman alsanaaa..
Niyeee? Aadii-daz olunca kuş mu konduruyo?

Anneeeee...
Heeeee çocuuuum heeee...
Arkadaşım dizlik almış ıvır marka çok güzel biz de alalım..
Markasız bi şey alsak da iki katı para vermesek dizin küser di mi bize?

Anneeeeee
Hay annenizin de sizin de... Efendim benim güzel yavrum..
Bana okul çantasını dandiğinden aldınız amaaa... abiminkisi nıyak markalı.
Ooolum sen daha Miniciksin. Hele biraz büyü, sana da alırız... Hem o dandik dediğin çanta kaç yetaale haberin var mı senin?
Siz beni sevmiyonuz.. hep abimi seviyonuz.. ühüüü..
Yavrum bizim zamanımızda böyle bavul şekli çantalar var idi. Okulda çanta, evde ters çevirip üzerinde ders yapılacak bir masa.. heyyyt gidi be. Anne baba ne alırsa beğenirdik. Yok bana Barbülü çanta al, yok efendim Vinikslisinden istiyom.. nerdeeeee... Önürcek adamdan öğğğk getirmek üzereyim ben mesela.
Zaten bana pumaa ayakkabı da almadınız... ühüüüüüü...
Oğlum ben sana burdan puma gibi uçup bi kafa atmak istiyorum ama, sizin şimdi psikolojiniz de ota b.ka bozuluveriyor. Sizin psikolojiniz bozulmasın diye genç yaşta psikopat olucam yeminle. Ulen ne sağlam bi nesilmişiz biz. Yerdik misler gibi azarımızı da, dayağımızı da... Bak hiç bi halt olmadı psikolojimize. Domuz gibiyiz çok şükür.

Bir de Nişantaşı modası diye bi şey var. Yeni yeni öğreniyorum. Şimdi bunların stayıl ikonları var ya -ki Viktorya ve o rüküşlük abidesi Britnii bunların başını çekiyor- bu arkadaşlar herhangi bir şey giydiler diyelim, güzel, kötü, rüküş, hatta iğrenç hiç farketmez, iki güne kadar aynısından ya da en kötü ihtimal muadili bi şey almazsan Nişantaşı caddelerine çıkma. Diyelim b.k rengi bi ruj sürdü bu hatunlar. Hemen aynı renkten sürülüp salınılacak ertesi gün. Tiksinç görünüyormuş, yakışmıyormuş ne gam.

Hayır klonlanmış kız sürüsü gibi dolaşmanın ne alemi var. Saçlar aynı kesim, aynı renk, kaşlar incecik yoldurulmuş Gündeş modeli. Giyimler ufak nüanslarla hemen hemen birbirinin kopyası.. makyajları bile aynı... Bir stilin bir tarzın olsun değil mi? Senin bir farkın olsun. Sen sen ol. Niye başkası olmaya özeniyorsun? Dans grubu gibi ortalıkta bir örnek gezinmenin anlamı ne?

Sadece kızlar değil ki... erkek çocuklar da öyle. Üzerinden düşecek gibi bir kot.. ama marka olacak. Üstlerin sade yazıları ve renkleri farklı. Saçlar dineltilecek ve bolca jöle, köpük artık Allah ne verdiyse... inek yalamış gibi.
Tabii ki temiz olacaksın. Bakımlı olacaksın. Güzel giyineceksin. Ama herkesin aynı şeyleri giymekten hoşlanması, aynı yerlere gidip, aynı şeyleri yiyip içmeyi sevmesi biraz tuhaf geliyor bana. Yani insanlar farklı mizaçta yaratılmışlardır değil mi? Birbirinden ayırt edilmeleri gerekmez mi?

Ben bu işleri pek de anlayamıyorum ne yalan söyleyeyim şimdi. Benim anlayışım mı kıt ki acep?

En Önemli Not: Pek sevgili Deniz kişisi, artık mekana geri dönme vakti gelmedi mi? Bak millet ne hallere düşmüş, görmüyon mu? Şu resimlere bakıp hiç mi vicdanın sızlamıyor? Tamam, şekilci olmayalım dedik de, bunlar da çok şekilsiz geldi bana. Sen ne dersin? Eğer bir vakit daha o dükkanı kilitli göreyim, gelip kıracam kapıyı bacayı haberin olsun.

Tüm Deniz'i çok özleyenler adına söylüyorum işte... Yuvana dön Denizim. Sensiz buraların eski tadı kalmadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder