7 Ekim 2010 Perşembe

bırakın güneş girsin içeriye



kırk boğumun çözüldü düğümü

açtı ağzını
yumdu gözünü

yakası açılmadık
kelime kalmadı

saydı
sövdü
yıktı
döktü
herşeyi...

kustu sonra
yıllardır kendisine yutturulanları

içinden çıkanlara baktı bir süre
ezber bozan diye yutturulan doğmalar
safrasını taşa çevirmişti

boş gözlerle
sarı sıvının içine gizlenmiş
yanlızlığına baktı

doğruldu birden
diklendi yer çekimine
bırakın güneş içeri girsin dercesine
belli belirsiz
açtı ağzını yeniden

kelimelere giyindi aceleyle
çünkü
güneş yakıcıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder