ruhumdaki morartılara baktım az evvel
seninle yaşayamadıklarımızın hepsi
mürdüm lekesidir bende
bilesin!
ruh acısına
en iyi düş kurmak gelir dedim ben de kendi kendime
moru, pembe yapmaya karar verdim
diyorum ki...
açalım önümüze bir harita
sonra sımsıkı yumalım gözümüzü
ooooo piti piti karamela sepetini söyleyelim
başparmağımız yol göstersin bize
gideceğimiz yeri belirleyelim
ha bu arada
haritadaki her yer
neresi mi?
görmek için tık tık
aslında ben ne istiyorum biliyor musun?
üstü açık bir arabaymışız
Audrey Hepburn gibiyim ben
öylesin de ya
düş bu!
işte arabadayız
daracık, patika yollardan gidiyoruz
sen dünyanın en yakışıklı sessiz adamı
dikkatle yola bakıyorsun
ağaçlar Artur'un şövalyelerinin kılıcı gibi gölgelik yapsın bize
ben şarkı söylüyorum
sen hiç radyoyu açmıyorsun
sesin çok güzel aşkım diyorsun
gülümsüyorsun hep
rüzgar dans ediyor saçlarımda
şifon elbisem kuş olmuş uçuyo
pişt!
sen yola bak, bacaklarıma değil!
varacağımız yere çok var daha...
o da ne
durduruyosun arabayı
gözlerine bakıyorum
ilk kez bana öyle bakma demiyorsun
sahi ben seni en son ne zaman öpmüştüm diyosun...
ah be adam!
ah...
o şarkıyı söylüyorum işte
duyar mısın ki?
"sevipte söyleyemediğim şarkılar var
bir dizesini asla hatırlayamadığım şiirler
keşke, keşke o ben olsaydım dediğim hikaye kadınları
düşlerim var...
uyandığımda yalnızca başını hatırladığım
ve asla sonuna
bir adam var düşümde, tam dokunacakken uyandırıldığım
bir adam, sonumuzun ne olacağını hiç öğrenemediğim..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder