25 Şubat 2009 Çarşamba

KORDONA DOLAN DA GEL...


Geçenlerde büyük gazetelerin birine röportaj veriyorum; isim vermeyeyim şimdi, nasılsa okursunuz… Dediler ki: “İncegül Hanımcığım, nereden buluyorsunuz bunca şeyi. İki yıldır yazıktırıp çiziktiriyorsunuz, konu sıkıntısı çektiğiniz zamanlar olmadı mı?” Güldüm!.. “Siz de onca zamandır yakın takiptesiniz, adım adım peşimdesiniz, her yaptığım, her söylediğim manşet… Daha öğrenemediniz mi; ben arayıp bulmuyorum ki… Konu beni buluyor.”
Acele etmeyin, bağlıyciim…

Günlerden bir gün işyerindeyim, yine gömülmüş vatanım, milletim için çalışıyorum, bir telefon geldiği söylentisiyle şirket çalkalanıyor.
“İncegül Hanım’ı kordon bankasından ariyilermiş”
“Aha da İncegüül, koş koş, seni kordon bankasından arıyolaar kızzz.”
“İncegül Hanım, hamile kalacağınızı firmamıza önceden bildirmeniz gerektiğini bilmeliydiniz. Bu yaptığınız hiç şık değil.”
“Aaaaa, hamile miymiiş, ayol bu menapoza girmemiş miydi be? Yüz yaşında vardır anam bu.”
“İncegül aplaaa… anlayalım hee…”
Şekli cümleler havada uçuşuyor.

Bağlayın anasını satayım. Bakalım ne çıkacak altından. Hem ne zamandır, bilim teknik programı yapmayı düşünüyordum, al sana bedava done… Bu görüşme oldukça faydalı ve bir o kadar da verimli geçeceğe benzer. Buyrun buradan bilgilenin efenim.

- Alo buyrun ben İncegül…
- Merhabalar İncegül Hanım, ben deniz gordon bankası veznedarı ve aynı zamanda hemşiresi Batanay. Biz yirmi bir-kırk yaş arası karıları arıyoz ve bilgilendiriyoz da…
- Buyrun hanımefendiciğim, sadede gelin… Nasıl yardımcı olabilirim? Gerçi henüz yirmi buçuk yaşındayım ama, neysee...
- Şey… Kem… Küm… Bebe diyorum… Bebe yapmayı düşünüyonuz mu aceba?
- Hemen şimdi mi?
- Yok be annem… keh keh keh… hani bu aralar… Var mı böyle bir niyet… Eşiniz beyefendiyle de bir görüşüp önce bu konuda bir şettirseniz bizi.
- Koca kişilerine ne oluyor ki be. Onlara düşen görev işin en basit kısmı. Hem öyle ha deyince olmuyor biliyonuz, bunun için belli bir süreç gerekli, aş ermesi var, bulantısı var, habire tuvalete taşınması var, doğumu var, vırtı var zırtı var. Sonrasında gece uykusuzluğu var, işten izin alma telaşı var, büyüdükçe büyüyen sıkıntıları var. Koca kişisine sormama hiiç gerek yok hanımefendi. Böyle bir şeyi düşünmek için aklımı peynir ekmekle yemiş olmam gerekli ki; daha yapmadım çok şükür.
- Hanfendü, ama önyargılı olmayın. Bak bebe çok sevimlidir, agucuktur, gugucuktur, pötürcüktür.
- Senin çocuun var mı bakem?
- Yok…
- E senin için öyledir tabii…
- Ama biz doğacak bebelerinizin gordon ganını saklayacaz… E siz de bize epey yüklü bir miktar yetaale bayılacaksınııız… Böyle geçinip gidecez işte.
- Yok anam, düşünmüyoruz biz. Eşim beyefendi de böyle bir şey düşünürse, uygulama için başka bir hatun bulacak artık kendisine bi zahmet. Hadi size ey günleeer…

İşte ben bu görüşmeyi yaparken çok sevdiğim, benimki gibi tescilli! olmasa da zeka küpü, bir arkadaşla sohbet ediyordum. Kendisi ve onun çok değerli cinleriyle konuyu istişare etmek niyetiyle çok verimli bir konuşma gerçekleştirdik. Şimdi kendisinin yüksek müsaadeleriyle onu da buradan buyrun efenim.

- Ne istiyorlarmış İncegül?
- Bebe yapmayı düşünüyonuz mu diye soruyor?
- Sana ne diyeydin.
- Demedim. Yok anam bizden geçti artık dedim.
- Kordonumun hemşiresi…
- Düşünsene bunların veznedarları ne korkunç tiplidir, tırnakları upuzun, elleri kan içinde, yüzlerinde korkunç bir ifade…
- Beni de sperm bankasından ararlar herhalde
- Aaa bak ordaki veznedarlar hoştur ama, son derece sarışın, uzun boylu, alımlı, mini etekli falan…
- Hesabınıza bişey yatırmak ister miydiniz derler.
- (İncegül kopar)
- Faiz oranlarını öğreneyim de bir…
- Bu ara yastık altında saklamayı yeğliyoruz tasarruflarımızı deriz artık.
- Yok yok gömmek en iyisi. Çocuklarımıza miras kalsın.
- Evet, yoksa yorgan yastık ooo…
- Acaba bu bankalar TMSF güvencesinde midir?
- Ya bizim ülkenin hortumcalarına TMSF ne eder ki?
- Yatırımlarımın yurt dışına kaçırılması tehlikesi de var tabii…
- Aaa… yerli sermayenin yurt dışına çıkarılması beni de üzer bak. Yine ne varsa eski yöntemlerde var. Gömelim gitsin…
Ne demiştik başta, ben konuyu bulmuyorum, konu gelip beni buluyor. Bunları bana sayıyla, parayla değil, sebil sebil veriyorlar. Bir çeşit deli deliyi dakkada mevzuu işte.

Umarım sizler de bizim kadar aydınlanmışsınızdır. Evet bu bilimsel ve de çok teknik programın ardından, sizlere şimdilik veda ediyorum pötürcüklerim, balböcüklerim...

Soru, görüş ve önerileriniz için, yorum yazan kısmı tıhlayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder