Gurur duydum, gurur. Modernliğimizle, batılı duruşumuzla, dünyaya örnek olan televizyon yayıncılığımızla gurur duydum Günlük!
Mevzu şudur: İngiltere’de yayınlanan Buzda Dans yarışma programının sunuculuğunu yapan hanım kızımızın göğüs dekoltesi yüzünden kanala şikayet yağmış. O kadar tepki çekmiş ki bu durum, sonunda kızceyiz kapatmak zorunda kalmış çatalı!
Yarışmacıların donlarına kadar her bi yerlerini gördükleri bir programda, zavallı sunucu kızın me.melerine kafayı takan İngiliz manyaklarına da ayrıca “bravo” demek lazım ama, konumuz bu değil.
Biz yıllardır kendini on beşlik genç kız zanneden –bizimkileri yıllar da eskitemiyor maalesef- son derece şişme dudaklı, son derece sarışın ve son derece dişlek sunucumuzun bütün detaylarını ezberlemişken, ezberleyemediklerimizi de ezberlemek üzereyken, patates kıvamındaki az solistlerimiz teknelerde tangalarla yakalanıp koca gözünü, gözümüze gözümüze sokarken, selülitli bacakları, plastik göğüsleri ve bilumum gereksiz organı görmekten böğk getirmiş iken, orayı burayı arayıp “yeter uleeyyyn, yeter beee, et yiyemez olduk bunların yüzünden” diye şikayet ettik mi?
Niyeee? Çünkü biz, çağdaş, entelektüel, moderen, yüzünü batıya dönmüş bir milletin evlatlarıyız.
Mevzu şudur: İngiltere’de yayınlanan Buzda Dans yarışma programının sunuculuğunu yapan hanım kızımızın göğüs dekoltesi yüzünden kanala şikayet yağmış. O kadar tepki çekmiş ki bu durum, sonunda kızceyiz kapatmak zorunda kalmış çatalı!
Yarışmacıların donlarına kadar her bi yerlerini gördükleri bir programda, zavallı sunucu kızın me.melerine kafayı takan İngiliz manyaklarına da ayrıca “bravo” demek lazım ama, konumuz bu değil.
Biz yıllardır kendini on beşlik genç kız zanneden –bizimkileri yıllar da eskitemiyor maalesef- son derece şişme dudaklı, son derece sarışın ve son derece dişlek sunucumuzun bütün detaylarını ezberlemişken, ezberleyemediklerimizi de ezberlemek üzereyken, patates kıvamındaki az solistlerimiz teknelerde tangalarla yakalanıp koca gözünü, gözümüze gözümüze sokarken, selülitli bacakları, plastik göğüsleri ve bilumum gereksiz organı görmekten böğk getirmiş iken, orayı burayı arayıp “yeter uleeyyyn, yeter beee, et yiyemez olduk bunların yüzünden” diye şikayet ettik mi?
Niyeee? Çünkü biz, çağdaş, entelektüel, moderen, yüzünü batıya dönmüş bir milletin evlatlarıyız.
Şeytan diyor gönder bizimkilerden bi tanesini İngiltere’ye, yaptır orada bir sabah programı. Görsün elin yobaz gavuru Anyayı-Konyayı!
Bir başka gurur vesilemiz, ne kadar batılı olduğumuzun bir başka göstergesi ise, yıllardır her türlü modernliğine (!) alışık olduğumuz, ya da öyle zannettiğimiz bir şovmeyn amcamızın programıydı. Durumu olduğu gibi sana da anlatayım da, sen de benim gibi, geldiğimiz umut verici durumu anla isterim Günlük.
Şovmen amca yıllardır döndürdüğü programın o dakikasına kadar tüm belden aşağı ve bayat esprilerini kullanmış ve artık tıkanmış olduğu noktadadır. Tam da dönderme sırasının hemen hemen kendi kızı yaşlarında olan genç kıza geldiği zamanda olur bu kabızlık.
Ne yapsın ki amca? Reyting denen canavara tahvil edilmiştir artık tüm sahte hayatlar. Daha aşağı, daha bayağı bir şeyler yapmalıdır ki, kendisi de almalıdır bu pastadan şöyle kallavi bir dilim.
Kendi kızı yaşlarındaki genç kıza,benim ve diğer izleklerin afallamış bakışları arasında, son derece modern (!) bir cümle kurdu amca. Üstelik de son derece modern bir şekilde, pişkince sırıtarak.
Heh dedim… Eyvahlar olsun! İşte şimdi cevabı yapıştıracak kızımız. Adam da biraz utanma var ise yerin dibine kadar sokacak bir cevap. O ana kadar ağzının laf da yapabildiğini bildiğimden kıza güvenemedim bu hususta. Korktum ne yalan söyleyeyim. Bu batılı tablonun bir örümcek kafalı kız yüzünden bozulmasından çok endişe ettim.
Neyse ki, kız sadece kikirdeyerek bu endişemin yersiz olduğunu, kendisinin de ne kadar çağdaş bir genç kız olduğunu ispatladı. Oysa bu amca böyle bir cümleyi benim karşımda kurmuş olsa, kendisine hayatı boyunca unutamayacağı bir ders verebilirdim. Bu da benim ayıbımdı işte.
Aman Allah’ımdı… O da neydi? Amcanın da, benim de hesaba katmadığımız bir şey vardı. Kızceyizin babası da seyirciler arasındaydı. Ve tam modernize olamamış, çağa ayak uyduramamış her Türk babasının yapacağı gibi, şimdi koltuğundan fırlayıp dalacaktı ağız-burun. Gerici, yobaz adam… Berbat edecekti çuval çuval inciri.
Ancak yine yanılmıştım işte. Heyhat, bu hayat beni hep şaşırtmaya devam edecekti. Gururumu ikiye katlayan o sözler döküldü şambabanın gevrek gevrek sırıtan ağzından:
“Bir tur daha döndür kızım.”
Döndür kızım döndür… Bir tur daha… Hatta gerekiyorsa bir tur daha. O çarkların arasına sıkışmış kepazeliği bakalım kaç turda temizleyebilirsin? Döndür kızım… ya kaç çarşı puanı eder, bir genç kızın onuru.
Bir başka gurur vesilemiz, ne kadar batılı olduğumuzun bir başka göstergesi ise, yıllardır her türlü modernliğine (!) alışık olduğumuz, ya da öyle zannettiğimiz bir şovmeyn amcamızın programıydı. Durumu olduğu gibi sana da anlatayım da, sen de benim gibi, geldiğimiz umut verici durumu anla isterim Günlük.
Şovmen amca yıllardır döndürdüğü programın o dakikasına kadar tüm belden aşağı ve bayat esprilerini kullanmış ve artık tıkanmış olduğu noktadadır. Tam da dönderme sırasının hemen hemen kendi kızı yaşlarında olan genç kıza geldiği zamanda olur bu kabızlık.
Ne yapsın ki amca? Reyting denen canavara tahvil edilmiştir artık tüm sahte hayatlar. Daha aşağı, daha bayağı bir şeyler yapmalıdır ki, kendisi de almalıdır bu pastadan şöyle kallavi bir dilim.
Kendi kızı yaşlarındaki genç kıza,benim ve diğer izleklerin afallamış bakışları arasında, son derece modern (!) bir cümle kurdu amca. Üstelik de son derece modern bir şekilde, pişkince sırıtarak.
Heh dedim… Eyvahlar olsun! İşte şimdi cevabı yapıştıracak kızımız. Adam da biraz utanma var ise yerin dibine kadar sokacak bir cevap. O ana kadar ağzının laf da yapabildiğini bildiğimden kıza güvenemedim bu hususta. Korktum ne yalan söyleyeyim. Bu batılı tablonun bir örümcek kafalı kız yüzünden bozulmasından çok endişe ettim.
Neyse ki, kız sadece kikirdeyerek bu endişemin yersiz olduğunu, kendisinin de ne kadar çağdaş bir genç kız olduğunu ispatladı. Oysa bu amca böyle bir cümleyi benim karşımda kurmuş olsa, kendisine hayatı boyunca unutamayacağı bir ders verebilirdim. Bu da benim ayıbımdı işte.
Aman Allah’ımdı… O da neydi? Amcanın da, benim de hesaba katmadığımız bir şey vardı. Kızceyizin babası da seyirciler arasındaydı. Ve tam modernize olamamış, çağa ayak uyduramamış her Türk babasının yapacağı gibi, şimdi koltuğundan fırlayıp dalacaktı ağız-burun. Gerici, yobaz adam… Berbat edecekti çuval çuval inciri.
Ancak yine yanılmıştım işte. Heyhat, bu hayat beni hep şaşırtmaya devam edecekti. Gururumu ikiye katlayan o sözler döküldü şambabanın gevrek gevrek sırıtan ağzından:
“Bir tur daha döndür kızım.”
Döndür kızım döndür… Bir tur daha… Hatta gerekiyorsa bir tur daha. O çarkların arasına sıkışmış kepazeliği bakalım kaç turda temizleyebilirsin? Döndür kızım… ya kaç çarşı puanı eder, bir genç kızın onuru.
Haydi gudbay Günlük. Bu kadar batılılaşmaya, böyle veda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder