Aman da… aman da… aman daaa…
Canlarım, ciğerparelerim, şeker şerbet, ballı lokma tatlılarım gelmiş. Hele yerleşin bi annem. Hıhh… Kızlar dağılın şöyle boş koltuklara serbest serbest… Yerimiz müsait. Ahan da salon geniş, koltuklar rahat. Sizin için yeni dekorasyon da yaptıracam anacım. Az bekleyin, şimdi kilidiydi, onca anahtarıydı, çok para harcadım. Hele bütçeyi bir ayarlayım, bakın ne güzel olacak buralar. Beyler siz de serpişin aralara şööle bi, görüntü güzelleşsin. Yok öyle haremlik-selamlık. Ahan da hepimiiiz gardaşııız…
Valla heyecan da yapmadım değil ha. Şimdi biletli, davetli seyirci tabii… Locasıydı, viaypisiydi, klas bir okuyucu kitlesine sesleniyoruz. Bittabi ki kendimize çeki düzen verelim dedik. Sizin için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık, bizim mahallenin en sarı peyniri Haspanaz’la, dünyalar şekeri, kalbi fesat ay pardon ferah Nülgüzar aplayı da transfer ettik buralara. Zaman zaman onlar da size seslenecekler bu sahneden. Şimdi birisi kuliste, kameramanlarla fingirdeşiyor, öteki de yarına dedikodu bülteni hazırlıyor, rahatsız etmeyelim dedik.
Yanısıra yeni karakterlerimiz de var. Bastırdım annem yetaaleyi getirttim hepsini, size feda olsun be…
Yine tv eleştirme ve suyuna çorba pişirme köşemiz, bizim evin çatlakları belgesel programımız sizlerle birlikte olurken, bir çok yenilik de düşünmedik değil. “Film izle, gerekirse izleyemeyen garibana anlat, finalini mutlaka söyle ki; sonra günün birinde seyretmek isterse, hiçbir tat alamasın” adlı bir program hazırlıyorum ki; bayılacaksınız.
Bayılanlar için, limon, tütün her türlü kolonyamız, koltuklarınızın yan tarafında bulunan gözde mevcuttur. Ayrıca, bir adet ıslak mendil, bir top kek, bir küçük meyve suyu, çekme halatı, şamrel, ikişer adet dübel ve vida da yine siz değerli okurlarımız pardon seyircilerimiz için, yan tarafta hazır tutulmaktadır. Fotosunu gördüğünüz, çok yakışıklı yer götürü konuksal herifleriniz Mini ve Maksi kişileri de her türlü ihtiyacınız için hazır ve de nazır beklemektedir.
Helalar, hemen girişte olup, siz değerli förüst klass misafirlerimiz için cillop gibi tertemiz temizletilmiştir. Laf arasında gitmeye kalkan olursa fena yaparım ona göre.
Bak başta aman da aman da deyip durmuşum ya aklıma geldi be. Şimdi bu yıl “manda yılı”ymış, haberiniz var mıydı anam. Benim de yoktu. Penceremin tam karşısına koca bilboardlar koymak suretiyle haberdar ettiler. İstanbul’un en büyük kültür merkezlerinden birinde etkinliklerle kutlanacakmış. Bak gülüyorlar ya… İnanmazsınız şimdi siz bir de… Yahu adımız komiğe, deliye çıktı ya; ciddiye de almıyorlar bizi. Valla bak ya. Bildiğin etkinlik yapıyorlarmış. Bu şahane olaylara katılması için, tüm mandaları, ay ne mandası, tüm halkımızı davet ediyorlar. He gı. Allah canımı alsın ki.
Anlatayım, anlatayım… Ahhh… ne edersin, kültür elçisi olmak da zor şekerim. Bak şimdi; malum kültür merkezi, öyle pazardan on yetaleye aldığın dandik kazakla, çakma kotu giyip gidemezsin. Belli bir kaliteyi gözeterek, şık şıkıdım giyineceksin. Sonra cüzdanını hafifleten bir meblağ yetaaleyi sayıp içeriye giriş yapacaksın. (Bu arada o para diye bize kakaladıkları cipis çıktısı kağıt parçalarına bilahere değinicem elbette. Şimdi konumuz manda.)
Heh girdin mi içeriye. Muhtemelen loş bir ortam, böyle mumlar falan, fenkşuyi öğretisi ya, ona göre de abuk bir dekorasyon. Akvaryumda oynaşan balıklar, tuhaf şekilli alet edevatlar… Sahnede bir abla, üzerinde çok büyük ihtimalle çuvaldan bozma bir entari, altında don da yok tabii, fenkşuyiye aykırı biliyorsunuz. Yoksa siz giderkene giymiş miydiniz? E aşkolsun ya… Çok cahalsınız, çook…
Abla önce iki elini çenesinin altında birleştirip, şu Uzakdoğu kültürünün malum hareketini yaparak ommmlamaya başlıyor, bu esnada içinizden görünmez bir yere elini uzatıp güzel yurdumun meşhur ve de malum hareketini çeken olursa çok kınarım ona göre. Kültürlü olun azıcık caanımm, aaaa…
Sonra abla anlatıyor siz dinliyorsunuz, abla söylüyor siz tekrarlıyorsunuz. Bak uyuyan, hatta esneyen olursa hakkımı helal etmem ona göre. O kadar yetiştiriyoruz sizi yahu…
En sonunda baş kuMANDAn apla, yayılın diyor. “Höööö” diye karşılık vermeyin diye söylüyorum, o sırada entarili ve kel bir takım adamlar o mis gibi yerleri, çamur, kirli su, b.k, püsür bir sürü şeyle etkinliğe hazır etmişlerdir bile. Siz komutu aldığınız anda kendinizi bu pisliğin içine bırakmalısınız. Ya ne olacak kıyafetiniz versaceymiş, vırtmış, zırtmış. Bedenlerinizi ıslah edeceksiniz be. Heee… manda gibin işte. Ruhlarınızın temizlenmesi için bu elzem.
Yok annem size de yaranılmıyor ki… hem üç kuruş pahalı olsun, hem şoför mahalli olsun istiyorsunuz. Manda diyorum mandaaa… ne bekliyordunuz ki? Jakuzide esmer uzunboylu yağuşuklu adamlarla, çekik gözlü kızlar mı? Ben burda gerçekleri anlatıyorum, gerçekleriii… Yemiyorum, içmiyorum, tam techizatlı kameramanım günlükle gündüzümü geceme katıyorum, kültür etkinliklerinden bahsediyorum, şu sizin yaptığınıza bakın bir.
Bak hala domates atıyorlar. Len mevsimi değil bikere be, tadı tuzu yok atmayın. Bari ıspanak, brokoli neyin atsaydınız yahu. Yavrularıma yemek pişirirdim. Tamam be gittim işte.
He gitmeden hepimizin manda yılını kutlar, hayırlı uğurlu olmasını temenni ederim.
Bu ısınma turundan sonra, şimdi siz güzelce yerleşin hele koltuklarınıza, anahtarını paspasın altından almayan tembeller de bi toplaşsın hele… Yayınımız “sevgililer günü” özel programıyla devam edecek.
E HAYDİ HOŞGELDİNİZ BE…
Canlarım, ciğerparelerim, şeker şerbet, ballı lokma tatlılarım gelmiş. Hele yerleşin bi annem. Hıhh… Kızlar dağılın şöyle boş koltuklara serbest serbest… Yerimiz müsait. Ahan da salon geniş, koltuklar rahat. Sizin için yeni dekorasyon da yaptıracam anacım. Az bekleyin, şimdi kilidiydi, onca anahtarıydı, çok para harcadım. Hele bütçeyi bir ayarlayım, bakın ne güzel olacak buralar. Beyler siz de serpişin aralara şööle bi, görüntü güzelleşsin. Yok öyle haremlik-selamlık. Ahan da hepimiiiz gardaşııız…
Valla heyecan da yapmadım değil ha. Şimdi biletli, davetli seyirci tabii… Locasıydı, viaypisiydi, klas bir okuyucu kitlesine sesleniyoruz. Bittabi ki kendimize çeki düzen verelim dedik. Sizin için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık, bizim mahallenin en sarı peyniri Haspanaz’la, dünyalar şekeri, kalbi fesat ay pardon ferah Nülgüzar aplayı da transfer ettik buralara. Zaman zaman onlar da size seslenecekler bu sahneden. Şimdi birisi kuliste, kameramanlarla fingirdeşiyor, öteki de yarına dedikodu bülteni hazırlıyor, rahatsız etmeyelim dedik.
Yanısıra yeni karakterlerimiz de var. Bastırdım annem yetaaleyi getirttim hepsini, size feda olsun be…
Yine tv eleştirme ve suyuna çorba pişirme köşemiz, bizim evin çatlakları belgesel programımız sizlerle birlikte olurken, bir çok yenilik de düşünmedik değil. “Film izle, gerekirse izleyemeyen garibana anlat, finalini mutlaka söyle ki; sonra günün birinde seyretmek isterse, hiçbir tat alamasın” adlı bir program hazırlıyorum ki; bayılacaksınız.
Bayılanlar için, limon, tütün her türlü kolonyamız, koltuklarınızın yan tarafında bulunan gözde mevcuttur. Ayrıca, bir adet ıslak mendil, bir top kek, bir küçük meyve suyu, çekme halatı, şamrel, ikişer adet dübel ve vida da yine siz değerli okurlarımız pardon seyircilerimiz için, yan tarafta hazır tutulmaktadır. Fotosunu gördüğünüz, çok yakışıklı yer götürü konuksal herifleriniz Mini ve Maksi kişileri de her türlü ihtiyacınız için hazır ve de nazır beklemektedir.
Helalar, hemen girişte olup, siz değerli förüst klass misafirlerimiz için cillop gibi tertemiz temizletilmiştir. Laf arasında gitmeye kalkan olursa fena yaparım ona göre.
Bak başta aman da aman da deyip durmuşum ya aklıma geldi be. Şimdi bu yıl “manda yılı”ymış, haberiniz var mıydı anam. Benim de yoktu. Penceremin tam karşısına koca bilboardlar koymak suretiyle haberdar ettiler. İstanbul’un en büyük kültür merkezlerinden birinde etkinliklerle kutlanacakmış. Bak gülüyorlar ya… İnanmazsınız şimdi siz bir de… Yahu adımız komiğe, deliye çıktı ya; ciddiye de almıyorlar bizi. Valla bak ya. Bildiğin etkinlik yapıyorlarmış. Bu şahane olaylara katılması için, tüm mandaları, ay ne mandası, tüm halkımızı davet ediyorlar. He gı. Allah canımı alsın ki.
Anlatayım, anlatayım… Ahhh… ne edersin, kültür elçisi olmak da zor şekerim. Bak şimdi; malum kültür merkezi, öyle pazardan on yetaleye aldığın dandik kazakla, çakma kotu giyip gidemezsin. Belli bir kaliteyi gözeterek, şık şıkıdım giyineceksin. Sonra cüzdanını hafifleten bir meblağ yetaaleyi sayıp içeriye giriş yapacaksın. (Bu arada o para diye bize kakaladıkları cipis çıktısı kağıt parçalarına bilahere değinicem elbette. Şimdi konumuz manda.)
Heh girdin mi içeriye. Muhtemelen loş bir ortam, böyle mumlar falan, fenkşuyi öğretisi ya, ona göre de abuk bir dekorasyon. Akvaryumda oynaşan balıklar, tuhaf şekilli alet edevatlar… Sahnede bir abla, üzerinde çok büyük ihtimalle çuvaldan bozma bir entari, altında don da yok tabii, fenkşuyiye aykırı biliyorsunuz. Yoksa siz giderkene giymiş miydiniz? E aşkolsun ya… Çok cahalsınız, çook…
Abla önce iki elini çenesinin altında birleştirip, şu Uzakdoğu kültürünün malum hareketini yaparak ommmlamaya başlıyor, bu esnada içinizden görünmez bir yere elini uzatıp güzel yurdumun meşhur ve de malum hareketini çeken olursa çok kınarım ona göre. Kültürlü olun azıcık caanımm, aaaa…
Sonra abla anlatıyor siz dinliyorsunuz, abla söylüyor siz tekrarlıyorsunuz. Bak uyuyan, hatta esneyen olursa hakkımı helal etmem ona göre. O kadar yetiştiriyoruz sizi yahu…
En sonunda baş kuMANDAn apla, yayılın diyor. “Höööö” diye karşılık vermeyin diye söylüyorum, o sırada entarili ve kel bir takım adamlar o mis gibi yerleri, çamur, kirli su, b.k, püsür bir sürü şeyle etkinliğe hazır etmişlerdir bile. Siz komutu aldığınız anda kendinizi bu pisliğin içine bırakmalısınız. Ya ne olacak kıyafetiniz versaceymiş, vırtmış, zırtmış. Bedenlerinizi ıslah edeceksiniz be. Heee… manda gibin işte. Ruhlarınızın temizlenmesi için bu elzem.
Yok annem size de yaranılmıyor ki… hem üç kuruş pahalı olsun, hem şoför mahalli olsun istiyorsunuz. Manda diyorum mandaaa… ne bekliyordunuz ki? Jakuzide esmer uzunboylu yağuşuklu adamlarla, çekik gözlü kızlar mı? Ben burda gerçekleri anlatıyorum, gerçekleriii… Yemiyorum, içmiyorum, tam techizatlı kameramanım günlükle gündüzümü geceme katıyorum, kültür etkinliklerinden bahsediyorum, şu sizin yaptığınıza bakın bir.
Bak hala domates atıyorlar. Len mevsimi değil bikere be, tadı tuzu yok atmayın. Bari ıspanak, brokoli neyin atsaydınız yahu. Yavrularıma yemek pişirirdim. Tamam be gittim işte.
He gitmeden hepimizin manda yılını kutlar, hayırlı uğurlu olmasını temenni ederim.
Bu ısınma turundan sonra, şimdi siz güzelce yerleşin hele koltuklarınıza, anahtarını paspasın altından almayan tembeller de bi toplaşsın hele… Yayınımız “sevgililer günü” özel programıyla devam edecek.
E HAYDİ HOŞGELDİNİZ BE…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder