13 Ocak 2014 Pazartesi

Kanserden sonra çalışma hayatına geri dönüş --Uzman Psikolog Pelin Erbil


Psikoonkoloji alanında yapılan klinik çalışmalarda kanser tedavileri sırasında çalışma hayatlarına devam eden kişilerin, hastalıksız kişiler kadar üretken olabildikleri tespit edilmiştir. Tedavileri ve fiziki durumları müsait olan hastaların tedavi sırasında iş hayatlarına devam edebilmeleri hastalığın yaratabileceği “yaşam kesintisine” olanak vermez.

Kanser tedavilerini bitiren ve hastalık öncesinde çalışma hayatında aktif olan 10 hastadan 8'i tedavilerin bitiminde çalışma hayatına geri dönmeyi planlamaktadır.  Bu geri dönüş, hayatta yeni bir sayfanın açılması, hastalığın
geride bırakılması, istekli bir eylem olmasına rağmen bazıları için beklenilen özellikte değildir. Sağlık durumunun imkan vermesi durumunda tedaviler sırasında veya sonunda çalışma hayatına başlama kişinin kendine güvenini arttıracaği gibi, hastalık öncesi kimliği ve yaşam seviyesini devam ettirme açısından yapılan büyük bir gayrettir.

“İşe geri döndüğüm gün, her şeyin bitmiş olduğunu kesinlikle anlayacağım”. Bir çok hasta için tedavilerden sonra çalışma hayatına geri dönebilme, bitmiş bir sayfa niteliğindedir. Kanser hastalığının tamamen geride kaldığı düşüncesi yaygındır.

Çalışma hayatına geri dönüş, normal hayata geri dönüş olarak algılanmasına rağmen “kanser” teşhisi konmuş bir kişi hayatında her an hastalığın tekrarlanması korkusunu da yaşar.  Aslında çalışma hayatına geri dönüş hastanın yanlızca iş hayatına dönmesi değil aynı zamanda sosyal hayata da geri dönmesidir. Çünkü dönem dönem kanser ve tedavileri kişinin kendisini yalnız ve izole hissetmesine neden olabilmektedir. “Hasta” pozisyonundan çıkıp üretken hayattaki yeni rolüne girmek bir çok kişide heyecanlı bir bekleyiştir.

Aslında işe dönüşte kişi hastalık süresince yaşadığı deneyimlerden dolayı farklılaştığını işe başlamadan evvel hissetmeyebilir. Institut Curie bünyesinde yapılan bir çalışmaya göre, hastaların 61% eskiye oranla kendilerini daha yorgun hissettiklerini ve 33% hafıza ve dikkat toplamada zorlandıklarını belirtmişlerdir. Aynı çalışmada hastaların 1/5 i terfi imkanlarından faydalanamadıklarını, kenara sıkıştırılmış hissini yaşadıklarını belirtmişlerdir.

Geçirilen hastalık deneyimiyle ilgili olarak iş arkadaşlarıyla paylaşımda bulunmak ve bu paylaşımın oranı kişinin karar vereceği bir konudur. Bazı iş ortamlarında bu bilgilerin paylaşılmaması tercih edilir.  İş hayatında kendinize yakın hissettiğiniz ve samimi olduğunuz kişilerle bu bilgileri paylaşıp, diğerlerine söyleyebileceğiniz değişik açıklamalar üzerine yorumlar yapabilirsiniz. İşe dönüşte hastalığınız ve tedavileriniz hakkında herkesin farklı yaklaşımlarda bulunduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bazı iş arkadaşları size ne şekilde yardımcı olabileceklerini sorgularken, diğerleri kendinizi rahat hissetmenize imkan vermezler. Bazı kişiler hastalığın başlarına gelebileceği endişesinden dolayı  konudan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırlar.

Aslında kanser ve tedavileri, kişinin normal hayatında bir duraklama dönemi olarak görülmektedir. Çünkü hasta ve yakınlarının yaşamları, hayat gayretleri belli bir süre hastalığın tedavisi üzerine yoğunlaşmaktadır. Tedavilerin tamamlanmasını takiben çoğu zaman hayat içerisinde “kanser öncesi” ve “kanser sonrası” zaman dilimleri olarak ifade edilir. Kanser deneyimini yaşayan kişiler, çoğu zaman hayata karşı  farklı bir bakış geliştirirler. Bazı kişiler hastalık sonrasında kendilerini tanıyamadıkları kadar değişim geçirdiklerini belirtirler. Büyük değişimlerle hayata devam etmek bir çok kişi için uzun dönem psikolojik çalışma gerektiren bir süreçtir. Kişinin kendine yönelttiği sorgulamalar ve yaşadığı belirsizlikler iş hayatının ritmine uymasına engel olabilecek niteliktedir.

Bazı kişiler için durum farklıdır: yaşadıkları dönemin sonunda eski sorumlulukları almak ve iş pozisyonuna geçmek zor gelebilir.

İşten ayrı kalma süresinin 1 seneyi geçmesi durumunda, iş hayatına dönmek ve uyum daha da zorlaşır.  1 senelik süre içerisinde kollektif çalışma farklı bir ritim almıştır, hastalık süresince yerine başka bir kişi alınmış olabilir. Çalışma hayatında ki arkadaşlar kişinin tam olarak hastalık sırasında neler yaşadıklarını bilemezler. Hastalık sürecinden sonra işe başlayan kişinin eskisi gibi olmasını beklerler.

Tedaviler sonunda işe dönüşü zorlaştıran konular:

Tedavilere bağlı halsizlik,
Depresyon ve endişeden kaynaklanan uyku bozuklukları,
Hastalığın tekrarlayacağına dair düşünceler,
Eski pozisyonunu bulamayacağına (tedaviler süresince yerine başka bir kişinin atanması) dair endişeler,
Kendine güvenin azalması,
Eski pozisyondaki gelir şartlarını kaybetme endişesi,
Üstlerinin ve çalışma arkadaşlarının kendisine duydukları güveni kaybettiklerine dair korkular.

Hastalık sonrası işe dönüşü nasıl kolaylaştırılır:

Tedaviler süresince iş yeri ve iş arkadaşlarıyla iletişimin devam ettirilmesi,

Hayal kırıklığını ve sürmenajı önlemek açısından ilk günden başarı beklentisini çok yükseğe koymayıp, mevcut fiziksel ve psikolojik yeterlilikle iş hayatına başlamak,

İşe başlamadan evvel çalışma arkadaşlarınızla hastalığınız konusunda ne dereceye kadar paylaşıma gireceğinize karar verin:

Arkadaşlarınızın hastalığınızı görmezden gelmelerini mi istersiniz?

Arkadaşlarınızla tedavi ve yan etkilerini paylaşmayı ister misiniz?

Arkadaşlarınızın size hastalıksız bir kişi gibi mi davranmalarını istersiniz?

Arkadaşlarınızla sınırlı bir paylaşımımı tercih edersiniz?

Yakın çevre ve arkadaşlardan gelen yardım taleplerini kabul edin,

İşe geri dönüş döneminde karşılaştığınız iş paylaşımı konusundaki sorunlarla ilgili olarak üstlerinizle konuşun,

İşe geri dönüş döneminde psikolojik yardım alın.

Uzman Psikolog Pelin Erbil 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder