17 Temmuz 2014 Perşembe

Frankeştayn gıda GDO’lar….


 
Genetiği değiştirilmiş besinler kısaltılmış adıyla  GDO ‘lu besinler  birçok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de büyük tartışmalara yol açmaktadır.
Genetiği  Değiştirilmiş Organizma (GDO) , bir organizmanın sahip olduğu genetik bilginin bir kısmının başka bir organizmaya aktarılmasıyla elde edilen yeni organizmadır. Tanımından anlaşıldığı gibi doğal bir besin değil yüzde yüz insan eliyle oluşturulmuş yapay bir besin. Başlangıçta çok güzel açlığa çözüm  gibi manidar bir amaçla üretilmek istenmiştir. Ama zamanla yerini ticari kaygıya bırakmıştır.1990 ‘lı yıllardan beri üretilmektedir ama görüldüğü gibi 2014 yılında hala açlığa çare olamamıştır. Diyetisyen ve yaşam koçu Ayşe Tuğba Şengel inceledi…
Peki GDO besinler  yararlı mıdır yoksa zararlı mı?
Genetiği değiştirilmiş ürünler konusunda ülkemizde ve dünyada oluşan bilgi kirliliği sonucu GDO’nun bazı ülkelerde yoğun kullanılması, bazı ülkelerde kısıtlanması çok değişik spekülasyonlara yol açmıştır.
GDO’nun olası yararları nelerdir?
*Üretilen  besinlerin  raf ömrü uzatılabilir ya da tadı artırılabilir.
*Üretilen besinler daha kaliteli ve besleyici özellikte olabilir.
*Genetiği zenginleştirilen besinler  hastalık ve zararlılara karşı daha dayanıklı olabilir. Fakat   araştırmaların sonunda kimyasallara dayanıklı olmadıkları ama doğal bitkilerin genine sıçradıkları gözlemlenmiştir.
*Gen transferi ile daha erken yetişen bitkiler üretilebilir.
*Genleri zenginleştirilip organoleptik özellikleri olan birçok besinler üretilebilir. A vitamini yönünden zengin pirinç üretilerek dünya üzerinde A vitamini eksikliğinden dolayı oluşan görme kaybı olan okul öncesi çocuklarda bu hastalığın önüne geçilebilir.
GDO’nun Olası Zararları nelerdir?
*Üretilen besinler  bireylerde alerjik sonuçlara sebep olabilir. GDO’lu besinleri tükettiğinizde alerjinizi tetikleyebilir ki böyle birkaç  vaka  Brezilya da görülmüştür.
*Antibiyotiklere dirençli istenmeyen özellikte bitkiler oluşabilir. Aktarılmak istenen  gen patojen mikroorganizmalara geçerse eğer ortaya çıkacak enfeksiyonların kontrol alınmasının  zor olması hatta doğaya yayılırsa eğer büyük bir felakete dönüşebileceği riskler arasındadır.
*Doğal bitkilere gen geçişi olursa gen çeşitliliği ve biyoyararlılık zarar görebilir. Bitkilerin doğal yapısının bozulmasıyla gerçek tohum kaybolacaktır.
*Muhtemel yeni virüs ve toksinler oluşabilir.
*Gıda kalitesinde istenmeyen değişiklikler olabilir.
*Doğal tohumlar gen geçişiyle kaybolursa eğer dünyadaki gıda üretimi birkaç büyük şirket tarafından ele geçirilebilir.
*En ciddi endişe ise GDO’lu besinlerin geni insan genine sıçrarsa eğer mutasyon genler oluşabilir. Anomalili doğumlar olaşabilir.
GDO ‘lu Besinler Hangileri
Mısır, soya, pirinç, domates, ayçiçek, pamuk en çok üretilen GDO besinlerdir.
GDO’ların Hukuki Boyutu
Cartegena protokolü ithalatçı ülkelere, bilimsel kanıtları olmasa da sağlık ve çevre risklerine  dayanarak ,GDO ürünleri yasaklama hakkı vermiştir.
Avrupa birliği üye ülkelerinde GDO ürünlerin üretilmesine ve satılmasına izin verilmiş ancak ürünün etiketinde GDO olduğu yazması gerektiği vurgulanmıştır.
Türkiye de 2000 yılında Cartegena protokolünü imzalamıştır. Türkiye de 2009 yılında çıkan TBMM ‘de kabul edilen kararla üretilmesi, piyasaya sürme, işlenmesi depolanması, saklanması, paketlenmesi, ithalat, ihracatı yasaklanmıştır.
GDO hakkında olabildiğince tüketici bilinçlendirilmeli, şeffaf bir şekilde tüm yararlar ve zararların  ortaya konulmalıdır.
En basitinden eğer  tüketilecekse de kesinlikle o besinin GDO olduğu etiketinde yazmalıdır. Fakat doğal besinler varken GDO’lu besinlerle beslenmek sağlığımız açısından çok doğru değildir.
Kaynak: http://sozcu.com.tr/
İlgili Aramalar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder