Evlerimizde giderek daha fazla dolaba ihtiyaç duyar hale geldik. Yatak odasındaki yetmedi, koridora, o da olmadı, oturma odasına. Buzdolaplarına sığamadık. Çekmeceler yetmedi? Bir o kadar fazlalığı bir yerlere sıkıştırma telaşı, bunun yanı sıra bitmek tükenmek bilmeyen ihtiyaçlar. İyi de bu eşya obezitesinin önüne geçebilmenin bir yolu, yöntemi yok mu?
Deneyimsel öğreti der ki çok olan insana temas etmez. Yani azın bereketi vardır, çok olanın değil. İnsan bir tüketimle aldığı keyfi miktarı artırarak çoğaltabileceği yanılgısına düşer. Oysa işin aslı hiç de sanıldığı gibi değildir.
İhtiyaç dediğin nedir ki? İhtiyaç hissi kişiden kişiye değişmektedir. İnsanların tatmin düzeyleri tatmin olabilme marifetleriyle ilgilidir der Deneyimsel Öğreti. Yani bir insan 2000 liralık kazancı ile kendisini zengin hissedebilirken kimileri 15000 kazanıp fakir gibi yaşayabilmektedir. 3 kazağa sahip olmak birileri için yeterli olabilirken birileri için çekmeceler dolusu olması yetersizlik hissi veriyor olabilir. Daha fazla satın almak, tüketmek insanda doygunluk hissi oluşturmaz. Her tüketimimiz giderek azalan sürelerle yeni açlık hissine sebebiyet verir. İhtiyaç olan şey malzemeyi artırmak değil, tatmin olabilme marifetini artırmaktır.
Üretim odaklı bir yaşam: İnsanın doğası hizmet almaya alıştıkça bozulur. Oysa evde, işte, ailesinde üretime yönelik yaşamı olan kişiler fiziken daha yorgun olsalar da ruhen daha doyumludurlar. Yaşam alanlarımızı gözden geçirip üretime yönelmek tüketimi azaltır.
Sadeleştir, sadeleştir, sadeleştir: İnsan, ”evimde, dolaplarımda kullanılmayan nelerim var?“ diye düşünüp ayıklama işine giriştiğinde farkedebilir ki evi bir yaşam alanından ziyade depo haline gelmiş. Alın elinize kutuları, torbaları, kullanmadıklarınızı ayırın. Yaşam alanlarınızı sadeleştirin. Dolabınızda duran ve hiç kullanmadığınızı farkettiklerinizi ihtiyaç sahiplerine verin.
Az olan değerlidir: Anlık toplamalara bazılarımız alışığızdır. Bir heves başlarız düzenlemeye. Bundan sonra böyle yaşayacağım deriz belki. Sonra kısa bir süre sonra eski alışkanlıklarımıza döneriz. İnsanın yaptığı değişimlerde istikrarı yakalaması önemlidir. O sebeple önce zihnin, azın kıymetli olduğunu farketmeye ihtiyacı vardır. Sevdiğiniz için evinizde bol tükettiğiniz bir şey belirleyin. Örneğin dergi, kalem, bardak, çarşaf, ayakkabı, saat, kitap veya bu şey sizin için her ne ise. Bunlardan bir tanesini kendinize hedef olarak seçin. Sadece 1 ya da en fazla 2 tanesini ayırıp kalanını başkalarına verin. Ve sonra ondan nasıl ve ne kadar faydalandığınızı gözleyin. Eğer bu süre içerisinde verdikleriniz yerine yenilerini almadıysanız azın bereketini siz de fakedenlerden olabilirsiniz.
Haber: Deneyimsel Tasarım Öğretisi
donusumkonagi.net
İlgili Aramalar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder