30 Ocak 2015 Cuma

GOLDMASTER ÜTÜ YAPMAYI AŞKA DÖNÜŞTÜRÜYOR :))

 Herkese merhaba , uzun bir aradan sonra sizlerle yeniden  beraberim. Bu süreç içinde senelik iznimi kullanıp evde kafa dinledim diyecektim ama öyle olmadı evde yapılması gereken tadilatlar benim bütün iznimi kapladı. Ben bundan mutsuzmuyum hayır tabiki çok güzel bir hafta geçirdim.Evde kaldığım bu hafta boyunca ev işleri ile bayağı bir haşır neşir oldum.Bu süreç içerisinde güzel bir ütünün biz kadınların hayatını ne kadar kolaylaştırdığını yeniden anladım. Sizlere bugün bahsetmek istediğim konu , geçtiğimiz aylarda Yasemin Kokulu Bir Hayat blogunun etkinliğinde bizlere sponsor olan Goldmaster markasına ait olan Sedef GM-7608L serisi ütüdür.
kolay ütü
 Etkinlik günü bizlere markasını tanıtmak için gelen ve kendi elleri ile ürünleri bize takdim eden Goldmaster pazarlama müdürü Cansu hanımdan ütüyle ilgili bir çok bilgi edinmiştik. Ben yıllarca goldmaster markasının sadece uydu alıcısı ürettiğini düşünürken ,marka kendini oldukça geliştirip bir çok alanda ( züccaciye,küçük ev aletleri,navigasyon,sağlık ürünleri ) rakipleriyle başa baş bu yolda ilerliyor. 
  Goldmaster Sedef GM-7608L serisi ütümüzün kendine has bir çok özelliği var.
Ütünün beni en çok kendine çeken özelliği ,dikey ütüleme yapabilmemizi sağlaması ,dolapta üst üste yerleştirdiğimiz kıyafetlerimiz ister istemez yeniden kırışıyor. Bu özellik sayesinde düşünsenize askıdan çıkartmadan yeniden ütülenebilecek ,bu özellik sayesinde biz kadınların  ne derece işini kolaylaştıracağını takdir edersiniz. 
Bunun yanında 190gr/dk şok buhar ,damlama önleme sistemi,kireçlemeyi önleyen sistem,nano seramik taban,kendi kendini temizleme özelliği,şok buharı kumaş üzerine yayan özel oluklu taban ve 2400w performansıyla göz dolduran özelliklere sahip bir ütü...
 Özel seramik tabanı ile ısıyı eşit bir şekilde kumaş üzerine dağıtabiliyor olması ,kuvvetli buharı  en  inatçı kırışıklıkları bile sizi zorlamadan kolayca açıyor. Bu ütü sayesinde bir çok keşke ütümde olsa dediğim özelliklere sahip oldum ki hepinizin bildiği gibi ütü yaparken su damlatması en can sıkıcı tarafıdır. Goldmaster sedef ütümüz bu konuda da çok başarılı ,damlama önleme sistemi sayesinde artık ütü yaparken kumaşlarımız ıslanmayacak ve bu güzel özellik sayesinde dik ütüleme gerçeğe dönüşecek.
Eğer ki bir ütüye ihtiyacınız varsa veya çeyiz alışverişi yapacaksanız benim tavsiyem goldmaster ütülerine şans vermeniz. Sizlerinde oldukça memnun kalacağına inanıyorum .Size belkide kabus gibi gelen ütü yapmak ,goldmaster'dan sonra eminim büyük bir zevke dönüşecek ,sevgiler... 

29 Ocak 2015 Perşembe

Sevgililer Günü’nü Zehir Eden 9 Kusurlu Hareket

Her sevgili, Sevgililer Günü’nde sevgilisine en güzel ve anlamlı hediyeyi almak ister. Ama bazı hediyeler ilişkilerde onarılmayacak hasarlar yaratabilir.
Eğer sevgilinizle aranız açılsın istemiyorsanız sizi “Sevgililer Günü” için özel olarak hazırlanan listeyi incelemek için buyrun                          tık tık ...

22 Ocak 2015 Perşembe

essence good girl bad girl özel koleksiyonu zıtlıkları birleştirmeye geliyor.

Avrupa’nın lider kozmetik markası essence’in yeni özel koleksiyonu “good girl bad girl” zıtlıkları birleştirmeye geliyor. essence good girl bad girl ile ruh haline göre, ister ilgi çekici ve güçlü bir tarz; istersen doğal ve hafif bir görünüm kazanabilirsin.
Pastel ve yumuşak tonlarla koyu pembe, mor ve siyahı bir araya getiren good girl bad girl özel koleksiyonu üç ucuyla farklı stiller yaratabileceğin yenilikçi eyeliner kalemiyle dikkat çekiyor. Efekt ojeler ve farklı ruh hallerine hitap eden farklı parfümler koleksiyonun diğer öne çıkan ürünlerinden.   



essence good girl bad girl dörtlü göz farı
Far tercihin pembe, şeftali, rose ve liladan oluşan masum renklerden yana mı, yoksa fuşya, rose, siyah ve koyu morun kışkırtıcı birlikteliğinden yana mı? essence good girl bad girl dörtlü far paleti ile ister yumuşak ister keskin geçişlere sahip, farklı makyaj stillerine sahip olabilirsin.
  Tavsiye edilen raf satış fiyatı: 10,25 TL


essence good girl bad girl multistyle eyeliner kalemi
Kedigözü makyajını yapmak hiç bu kadar kolay olmamıştı! Aynı kalemde üç başlığa sahip eyeliner sayesinde alışkanlıkların dışında bir stile sahip olacaksın!
Tavsiye edilen raf satış fiyatı: 11 TL


 

essence good girl bad girl ruj

Koyu mor ve koyu fuşya seçenekleriyle dudakları ön plana çıkaran essence good girl bad girl ruj, dudaklardaki son moda trendi yakalamak isteyenler için!
Tavsiye edilen raf satış fiyatı: 8,5 TL


essence good girl bad girl dudak parlatıcısı
essence good girl bad girl dudak parlatıcısı yoğun renklerdeki rujların aksine pembe altın ve şeftali tonlarıyla dudakları yumuşatıp, ışıltılı bir görünüm kazandırır.
Tavsiye edilen raf satış fiyatı: 7,25 TL




essence good girl bad girl allık
Parlak şeftali tonlarındaki essence good girl bad girl allık, kremsi yapısı sayesinde ciltte kolayca yayılır, yanaklara taze bir canlılık verir.
Tavsiye edilen raf satış fiyatı: 9,25 TL

essence good girl bad girl oje
essence good girl bad girl ojeler ile ruh haline göre ilgi çekici ya da sade stiller yaratmak çok kolay. Porselen, inci parıltısı, metalik, yılan derisi, simli ve deri görünümü ile tırnakların adeta birer stil ikonu olacak.
Tavsiye edilen raf satış fiyatı: 4,95 TL



essence good girl bad girl efekt cila
essence good girl bad girl efekt cila seçtiğin herhangi bir renk ojenin üzerine sürülebilir. Tırnakları parıl parıl yapacak cilanın rose ve siyah alternatifleri mevcut.
 Tavsiye edilen raf satış fiyatı: 7,25 TL

essence good girl bad girl like a good girl parfüm
essence good girl parfüm olmadan tarzın tamamlanmış sayılmaz! Önce bergamot, şeftali ve beyaz biber ile canlı bir koku, ardından frezya, müge, beyaz gül, beyaz sedir, kehribar ve vanilyanın aromatik dokunuşuyla kendini daha iyi hissedeceksin.
Tavsiye edilen raf satış fiyatı (10 ml) : 9,90 TL
 

essence good girl bad girl like a bad girl parfüm
essence bad girl parfüm koleksiyonun vazgeçilmez parçalarından! Önce çiçek, karabiber, şeftali ve toz şeker ile tatlı bir meyve kokusu; ardından siyah gül, frezya, yasemin ve siyah sedir ağacı, sonrasında karamel ve misk kokusu ile yoğunluk kazanan parfüm özgür hissetmeni sağlayacak.

Tavsiye edilen raf satış fiyatı (10 ml) : 9,90 TL

20 Ocak 2015 Salı

Hayrettin, yayalara saygı şakası



Hayrettinden harika bir şaka.




Önce Yayalara saygı şakasınının Amerika versiyonunu izlemenizi tavsiye ederim.

Bu videoda yayalara saygı Türkiye versiyonu
İlgili Aramalar:

15 Ocak 2015 Perşembe

Yer Demir Gök Bakır

Ortaokula yılları… Beklediğimiz film nihayet gelmiş şehre. Annemle el elle verip yola koyuluyoruz. Kararlıyız bugün o filmi izleyeceğiz.  Kar, kış durduramaz bizi. Soğuk. Düşmemek için daha bir sokuluyoruz birbirimize. Minik adımlarla Akay Yokuşu’ndan iniyoruz. Arada ayaklarımız kayıyor. Birbirimize bakıp gülümsüyoruz. Hayal perdesini aralamak için yola düşmüşüz. Ayak kaydırmalar her zaman olur ama biz yolumuza devam ederiz. Birkaç metre ötede tüm heybetiyle görünüyor Batı Sineması. “Hoş geldiniz hanımlar” dercesine selamlıyor bizi. Gişenin önünde upuzun kuyruk. Sıra bize geldiğinde “ya bilet kalmazsa!” telaşımı bugün bile anımsıyorum. Annem elimi daha bir sıkıyor o anlarda “izleyeceğiz filmi” dercesine. Sonunda gişe memuru biletlerimizi uzatıyor. Kıvrılan merdivenlerin tırabzanından tutunarak aşağı iniyoruz. Kalabalık, salondaki yerini bulsun diye bekliyoruz biraz. Kararlı adımlarla salona yöneliyoruz. Işığıyla önümüzü aydınlatan genç delikanlıya para veriyor annem. Biz yerimize otururken gong çalıyor. Yüreğimden bir sıcaklık yayılıyor tüm bedenime. Gözlerim gülüyor sanki. Dudaklarım ilk defa yalnız değil bu mutluluk tablosunda. İlk defa okuduğum bir kitabın filmini izleyeceğim. Çok sevdiğim müzisyen yazmış filmin senaryosu. Üstüne bir de müziklerini eklemiş. Büyüdüğümde ben de yazacağım ve müzik yapacağım onun gibi biliyorum. Annemle sevdiğimiz şarkıyı söyleyen kıvırcık saçlı adamın yüzünü getiriyorum gözlerimin önüne. Bir taraftan da şarkımızı mırıldanıyorum “seher yeli çık dağlara güneş topla benim için…” . Annemde eşlik ediyor oturduğu yerden ılık sesiyle yüreğime. Işıklar hepten kararıyor. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi. Birazdan bir kar senfonisi başlayacak biliyorum. “Anne” diyorum “yer demir gök bakır sahiden!

***
Yıllar sonra her eylülde konserini dinlediğim kıvırcık saçlı müzisyen, yazar ve yönetmenle bir balık restoranın karşılaştım gri kentte. Gözlerimin Yer Demir Gök Bakır'ı izlediğim günde olduğu gibi yarıştı dudaklarımla. Selamlaştık bakışlarımızla. Ben çocukluğumu anlattım o dinledi usulca. Henüz Yaşar Kemal ile kesişmedi yollarımız sözcüklerden öte. Ona bir öykümü okumayı düşünüyordum. Umarım bu fikrim düşümde kalmaz...  


14 Ocak 2015 Çarşamba

INSTAGRAM TAKİPTEN ÇIKANLARI BULMA !

Merhaba arkadaşlar ,bugün sizlere oldukça faydalanacağınız bir internet adresinden bahsedeceğim.Son zamanlarda instagram kullananların derdi hep aynı , takibe alınıyorsun ama sende takip etmeye başlayınca takipten çıkılıyor. Ya da samimiyetine güveniyorsun kontrol etmiyorsun ama bir bakıyorsun ki güvendiğin dağlara karlar yağmış o kişi çoktan gitmiş takipten :(( 

Ah bu çokmu önemli yerine göre değişiyor önemi ,normal bir kişi için çok önemli olmasada biz bloggerlar için oldukça önem taşıyabiliyor. Çünkü sosyal medya izleyici sayılarımız yerine göre değer kazandırabiliyor.

Peki sizi takip etmeyenleri nasıl bulacaksınız. Öncelikle aşağıdaki linke tıklıyoruz ve açılan sayfayı LOGİN tıklayarak yönlendiriyoruz. 




 FOLLOWİNG yazan bölüm sizi takip etmeyenleri gösterir. Bu şekilde çok kolay tespit edebilirsiniz. Bir çok arkadaşımdan duyduğum ,yarışmalara katılıp sonra izlemeden çıkılıyormuş Bu yöntem sayesinde bir çok arkadaşımın işi kolaylaşır .Hem bilgisayar ekranında daha kolay takip edilir .Cep telefonu içinde tabi bu tarz programlar var ama ben size bir bilgi daha olsun istedim.





Eeeee ne oluyormuş kardeş öyle çakallık yapmayacakmışsın .Böyle bulurlar bir kolayını sen milleti seni takip ediyorum diye kandır ,sonra çık izlemeden kimse senin anan ,baban değil seni takip etsin. Bu da burda dursun,sözüm meclisten dışarı ,bu sözüm kendini uyanık sananlara :))

12 Ocak 2015 Pazartesi

Eve Dönüş Hikâyesi

Bir saatten daha uzundur sahilde olup bitenleri anlamaya çalışıyorum. İrili ufaklı balıkların denizden karaya yürüyüşü bazılarını huzursuz etmişe benziyor. Kumun üzerinde oraya buraya koşuşturanların, yarı beline kadar denize girip dalgalarla boğuşanların ne yaşadığından çok, ne hissettiğini kavramaya çalışıyorum. Kim için kaygılansam bilemiyorum; kararlı balıklar için mi yoksa onların kararını değiştirmeye niyetli insanlar için mi. Belki de kendim için endişelenmeliyim ama kestiremiyorum.
Sonu izleyiciye bırakılmış bir filme benziyor olup bitenler. Kurguyu istediğim gibi yapabilirim ama hiçbir şey düşünmek istemiyorum. Yoruldum sanırım. Sadece sahili daha iyi görebilmek için gözlerimi kısmaya gücüm var.  Olayın ilk şokunu atanlar cep telefonlarının kameralarını çoktan çalıştırmış, kendi filmlerini çekiyor. Bazıları bu elim olayın bir parçası olarak incinen yerlerini sarmak ve başkalarıyla kendini tümlemek için sosyal medyayı haberdar ediyor. Öz çekim yapanların gülümsemelerine dualar, kızgınlıklar, küfürler ekleniyor. Hepsinin sesini kısıp, bu filmin içinde kayıp olan vurguyu aramaya başlıyorum.

Çevrecisi, köylüsü, işçisi, issizi, kadını, erkeği hatta çocuğu balıkları yeniden denize yollamak için bir olmuşlar. Hepsini bir araya getiren yaşama/yaşatma güdüsü fena halde canımı sıkıyor. Kendi hissiyatları o kadar öndeki, balıkların ne istediğinin farkında bile değiller. Onlar “hadi evine…” dedikçe daha kuvvetle yüzgeç diriyor balıklar. “Belki de onların yeni evi burası!” neden anlamıyorlar.

yabancı gibisin ışık
bana ait ne varsa seni korkutuyor
sana ait ne varsa hiçbiri benim değil
belki ölmek hakkımı kullanıyorum
               
Ha bir şiir eksikti…” diye mırıldanıp, gözlerimi sahilden, Ben Sana Mecburum’dan dizeler okuyana çeviriyorum.  Yedi, taş çatlasın sekiz yaşlarında bir çocuğu görünce şaşırıyorum. Elindeki tablete gömmüş bakışlarını. Başını kaldırmadan “Balıkların intihar ettiği falan yok” diyor. Gülümsüyorum. Birazdan büyük bir keşfe tanıklık edeceğimi hissediyorum. Çömeliyorum olduğum yere. Dinlediğim kişiyle aynı boyda olmak iyi geliyor bana.

Parmakları tabletinin ekranın üzerinde dolaşıyor. Gözleri  gördüğü herşeyi kayıt eder gibi. Bir an başını kaldırıyor sahile bakıyor. Sonra okuduklarından anladıklarını özetliyor. “Aktif sonarın su altında yaydığı ses dalgaları yüzlerce kilometrelik alana yayılıyormuş. Aktif sonarın çıkardığı ses, kaynağından 250 kilometre uzakta bile 160 desibel olarak duyulabiliyormuş.” Sessizce sahile bakıyoruz.

Derin bir soluk alıp, kafamı kaşıyorum. “İnsanı sağır eder bu ses.” diyorum.  Bunun balıklarla ilgisini kuramadığımı belli etmiyorum tabi. Ciddiyetimi bozmadan dinliyorum. Ayağını yere vurarak “balıkların hassas kulakları böylesine güçlü bir ses kaynağı karşısında hasar görüyor ve yön bulma yetenekleri azalıyor” deyip susuyor. Evreka! Vurgun yiyen dalgıç nasıl su üstüne çıkıyorsa, yönünü kaybeden balıkta karaya vuruyor yani.

Birden doğrulup delice sahile koşmaya, “durun!” diye haykırmak istiyorum. “Onlar evlerine geldiklerini zannediyorlar. İtip, kakmayın. Zorlamayın!” Sonra şiirin dizeleri yankılanıyor kulağımda “belki gelmem gelemem beş dakika bekle git…




1 Yardim 1 Hayat

Merhaba,
Bugün size ŞİRİN KANATLAR  Blog Belgin'le başlattığımız sokak hayvanlarına yardım projesinden bahsetmek istiyorum..

Bu anlamda önceliği Avşa Adasında bulunan sahipsiz kedi ve köpeklere vermek istedik.Çünkü bildiğiniz gibi,kış aylarında orda pek yaşayan olmadığından besleyecek kimseleri de yok.Şuanda Veteriner Hekim Sn Seher Hn. ilgileniyor orada sahipsiz hayvanlarla.
Biz de,konuyla alakalı olarak sizlerin de yakınen tanıdığı mama firmalarından bizlere bir kolaylık sağlamalarını rica ettik fakat iç açıcı dönüşler alamadık.Bu sebepten destek olmak isteyen dostlarımıza bir tedarikçi adresi veremiyoruz.
Düşündük ki,herkes kendi bütçesine göre mama vb ürünlerle destek olursa,kısa sürede hayvanları yaza çıkaracak kadar ihtiyaçlarını karşılamış oluruz.
Bir çok sitede ücretsiz kargo imkanı sunuluyor.Bu şekilde oraya direkt olarak kargo yapabilirsiniz.Ya da daha farklı bir düşünceniz varsa,bizimle paylaşabilirsiniz.Blogger dostlarımızdan da destek amaçlı paylaşımlarını rica ediyoruz.
Destekte bulunacak tüm dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyor,isimlerinin tek tek bu sayfada güncellenerek duyurulacağını bildiriyoruz.

İletişim: onundagozyasivar@gmail.com

Kargo Adresi: Seher Tebai 0533 761 27 47
                        Avşa Adası Belediye Başkanlığı
                         Marmara/Balıkesir

Yurtiçi kargo ile gidecek kargolarınızı ERDEK şubesine
yönlendirirseniz ,Seher hanım'a ulaşmasını sağlayacaklar.

Sevgiler..



BAĞIŞTA BULUNANLAR 

YELDANLIZADE TARHANA BABA İLE EV TARHANASI !

Herkese merhaba ; geçtiğimiz hafta bir rahatsızlık geçirdim. Hafif derecede bronşit olmuşum ve 3 gün raporlu olup işe gidemedim. Hasta yatağımda yatarken hep aklımdan çorba içmek geçti. Biliyorsunuz şifalı çorbalar diye bir tabirimiz vardır bizim ,tarhana çorbasıda bunlardan bir tanesidir. Domates,biber,soğan,nane, yoğurt ve un ilave edilerek 3 hafta boyunca hergün karıştırılan ve mayalanma süresi sonunda yazın gölgede kurutularak ,bez torbalarda saklanan bir çorbalıktır.
Kendimde biraz güç hissettiğim zaman aklıma ,garden event 2014 etkinliğinde bizlere hediye edilen ve daha önce deneme şansım olmadığı Tarhana Baba çorbalığı  geldi. Kalktım hasta yatağımdan kendime sıcacık bir çorba yaptım.

Tarhana çorbasının bir çok bilinen faydası vardır. Bol miktarda vitamin içerir.A ,B ve C fosfor,iyot,silis ve kükürt gibi vücuda faydalı maddeler içerir.Pankreası çalıştırdığı için kanda şeker seviyesini düşürür. Nefes borusundaki pislikleri temizler. Damar tıkanıklığı ve daralmayı önler.Astım ve bronşit hastalıkları için ön tedavidir.Tarhana çorbası özellikle süt çocukları için en  iyi bir ek besindir.Sindirimi kolay besleyici değeri yüksek olduğu için hangi yaşta olursa olsun sağlıklı ve besleyicidir.Yeldanlızade Tarhana Baba 1974'ten beri ev tarhanası imal etmekte ve bunu 1000 yıllık bir reçeteye göre hazırlamaktadır. Bebek tarhanası,Kızılcık tarhanası ve Mantarlı tarhana denememizi tavsiye ettikleri tarhanalarıdır.Tarhana baba tarhanasını Dr .Haydar Dümen ve Ender Saraç'ta tavsiye etmektedir.

Çorbamızı hazırlamak oldukça pratikti , 3 çorba kaşığı tarhanayı bir kasede 1 lt su ile erittim. Tencereye biraz salça,sıvı yağ ve tuzu ekleyip kavurduktan sonra çorba karışımını ilave ettim. Bu hem yapımı kolay olan ,hem de şifalı tarhana çorbasının benim için o andaki değerini bilemezsiniz.Tadı hafif acımsıydı. Ben acıyı seven bir insan olarak resmen bronşlarımın açıldığını ve şifa verdiğini hissettim.Şükür hastalığımı azda olsa atlattım. Bu hafta kendimi çok daha iyi hissediyorum ama gücümü tam anlamınla toplamış değilim. Dilerim hepimize sağlık dolu günler olsun,kendinize sizde çok iyi bakın :))Saygılar...


UÇURTMA

Durup dururken, nereden çıktığını anlamadığım bir uçurtma karşı evin önünü çevreleyen tele kondu. Kuş misali. Biraz bekledim. Nasılsa çocuğun biri kan ter içinde gelir, serzenişler eşliğinde alır gider uçurtmasını diye düşündüm. Güneş gölgelendi. Gelen giden olmadı.  Uçurtma bir başına tele asılı kaldı.

Arabalar geldi geçti kıyısından, evvel kıpırdamadı. Sonra bu yapay esinti kuyruğunu havalandırır gibi oldu. Ama nafile… Çakıldı kaldı oraya uçurtma. Çoluk çocuk gelip geçti önünden. Tuhaftır bir kez olsun dönüp bakmadılar ona. Bir ara sesleneyim dedim çocuklara, nedense tuttum kendimi. Derin bir nefes aldım. “Boş boş dışarıya bakmak olmaz!” diye geçirdim içimden. Kovaya su koydum, aldım elime bezi başladım camı çerçeveyi silmeye. Gözüm uçurtmanın üzerinde. Daireler çizdim pencerede. Sonra elimin hareketi değişti. Baktım düpedüz uçurtma çiziyorum cama. “Uç uç uçurtma, çiy tanesi sana öyküler yazacak…” 

Derken iki büklüm bir nine bastonuna tutuna tutuna, sürüklediği pazar çantasıyla önünde nefeslendi uçurtmanın. Kuyruğu gölgelik yaptı kadına uçurtmanın, hatta biraz da yelpaze kıvamında serinlik. Dokundu tenine belli belirsiz. “Yüzünde mi nasır tuttu be ninecik? İnsan bir burnunu kaşır! Sinek, böcek değil ki sana dokunan. Koskocaman bir uçurtma!..” Öylece kala kaldı yaşlı kadın uçurtmanın yanı başında. “Yaşlandıkça hassasiyet azalır” derlerdi de inanmazdım. Ninenin yüzündeki çizgilerle, uçurtmanın kuyruğu birbirine karıştı. Güngörmüşlüğün emaresi belki de tepkisizlik. Nine yola koyuldu. Pencereye çizdiğim uçurtma göğe…

Ağzımda buruk erik kurusu tadı. Yeniden camı silmeye koyuldum. Gözüm uçurtmanın üzerinde. “Tamamdır. Oldu bu iş. Şimdi kurtuldu uçurtma” diyorum. Beş, altı yaşlarında bir oğlan çocuğu sekerek yolda ilerliyor çünkü. Durdu. Gördü mü ne uçurtmayı. Bıraktım pencereyi silmeyi. Elimdeki bezi ne kadar sıktımsa, sular damladı bir bir çıplak ayağıma. İçim bir hoş oldu, omuzlarım kendiliğinden başıma kadar yükseldi. Dilimde kaysımış limon tadı. Parmak ucunda yükseliyor afacan. İçim cız etti. Alacak şimdi uçurtmayı… Ne olduysa o an oldu. Düştü çocuk. Onunla birlikte, yarısını yalayıp yuttuğu dondurması da yeri öptü. Valla gözüm yoktu! Nazarım değmez benim. Gel de bunu anlat penceredeki uçurtmaya. Rüzgâr hızla kesildi. Yerlerde kuyruğu. Canın yanacak kalksana ayağa. Şimdi biri kuyruğuna basacak. Kuyruksuz uçamazsın ki! Annesi geldi bir avaz da kaldırdı çocuğu, patadanak bastı tokadı. Salya sümük, ağıt gırla. Uçurtma baka kaldı onlara. Kuyruk ter ter tepiniyor. Annenin etrafını sarıyor. Girdabın içinde kaldı kadın derken… Sürüklenerek evin yolunu tutan çocuğun hıçkırıkları geliyor kulağıma.

Gelene geçene bakmaya devam ediyorum. Yeni yetmelere, maça kızlarına, kocamışlara, simitçiye, hurdacıya, işten eve dönenlere... Herkes kendi havasında. Kimsecikler görmüyor uçurtmayı.  Nasıl olur anlamıyorum. İnsan burçak tarlasının ortasında gibidir bir uçurtmanın yanında. İçini boşaltırsın ipin ucundan göğe. Nasıl da hafiflersin. Akıl, yürek rüzgâr dolar. Kanatsız uçuverdim sanırsın. O vakit kuş bakışı hayat başını döndürür. Uçanı, kaçanı, topraktan güneşe süzüleni, denizin dibinde meşk edeni, cücesi, devesi, kanatlısı, tüylüsü, güzeli, çirkini… Gidilecek ne çok yer varmış, dinlenecek bir o kadar da insan… Dünyan küçülür gözlerinde. Dellenirsin, bırakıverirsin ipini. Çünkü bilirsin ki sen hiç bir zaman bir uçurtma olamayacaksın. Bizim sokaktan geçenler çoktan bırakmışlar ipin ucunu. Başları önlerinde, suratlar asık. Her biri teldeki uçurtma misali…

Sokak dolup boşalıyor. Güdüzcüler geceyi evlerinde söndürmeye hazırlanırken, geceyi keşfe çıkanlar bir bir sokaktaki yerini alıyor. Bu saatten sonra cam silinmez artık. Topluyorum tası tarağı, perdenin ardından izliyorum olanı biteni. Hala, kimse farkında değil uçurtmanın. Düşünüyorum o vakit… Delirdim belki de.  Bu uçurtmayı benden başka gören yok.

Hava siyaha çalarken bir koşu indim aşağı, bir nefeste yolu geçip tele vardım. İpini tuttum uçurtmanın. Başlamasın mı bir rüzgâr. Gözlerime kum dolmasın diye sıkıca yumdum. Çömeldim yere. Sağ kolumu siper ettim yüzüme. Bırakamayacağım seni uçurtma… Biliyor musun aylardır kimse beni de görmüyor. Yanımdan öylece geçip gidiyorlar. “Ne haldesin?” diyen kimse yok. Hoyrat rüzgâra karşı durmak için umursamaz olmak gerekir az. Şimdi panter kesilir bu rüzgâr. Dağıtmak ister her bir hücreni. Ben tutacağım seni. Yalnızlık dağıtmazsa seni, hiçbir şey bozamaz dengeni. Rüzgâr insafa mı geldi ne. Ellerim acımış sıkı tutacağım ipi diye. Az gevşetiyorum parmaklarımı. Çatılmış kaşlarım yumuşuyor, gergin boynumda bir sızı. Hayat insanı bu hale getiriyor işte. Her yaşantının bedende bir izi var. Yara bereler kadar derin. Bir yaşayanın gördüğü, bildiği bu yaralar geçmiyor hep sızlıyor. Bazen gözyaşında, bazen hüzün olup yüzünde beliriyor.

Rüzgâr kesiliyor. Küt diye düşüyor uçurtma yere. Geçmiş adamı böyle yapıyor işte. Kalıversen ya buralarda. Ne geriye gidiyorsun geçmişe. Koşuyorum aynı minvalde. Havalan uçurtma. Ben senin rüzgârın olayım. Patlasıya kadar ciğerlerim koşayım. Sarıyorum ipini şimdi. Azıcık alçalmalı. Belki de küçülmeli. Kapanmalı. Böyle tepelerden bakınca, etrafına pek çok insanı toplayınca sahici dostlarını yitiriyorsun. Herkes görür şimdi seni. Görmesinler. Rüzgâr gider, sen bana kalırsın. Yüksel hadi yüksel. Olmuyor. Ağzımdaki acı tat yüzümü sarıyor.

Sırtımdan çekiyor biri. Tuttuğu elbisem değil sanki. Çekip çıkartıyor beni olduğum yerden. Göz göze geliyoruz. “Uçurtma”  diyorum. “Geç oldu bacım evine git, tekin değildir bu saatlerde burası” diyor adam. Gözlerim bulutlanıyor. Ne teldeki, ne de penceremdeki uçurtma… Zihnimden her şey uçup gidiyor.


Görsel: Özgür Çakır


10 Ocak 2015 Cumartesi

ZENGİN BİTKİ ÖZLERİ İLE ELLARO CİLDİ YAŞLANMAYA KARŞI KORUYOR


İçerisinde zengin mineraller bulunan Ellaro C Vitaminli Canlandırıcı Krem antioksidan özelliği ile cilt hücrelerini yenileyip canlanmasına yardımcı oluyor.
Ellaro C Vitaminli Canlandırıcı Krem, cildi besleyip nemlendirirken cilde ekstra parlaklık katıyor. İçeriğindeki C Vitamini kollajen üretimini artırıcı etkisi ile cilt hücrelerinin yenilemesine yardımcı olurken Retinol cildi kırışıklıklara karşı korumayı destekliyor. Yağ asitleri, vitaminler ve çinko potasyum fosfat mineralleri açısından zengin olan Shea yağı ise cildi beslerken, cildin elastikiyetini koruyarak sıkı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.
Tüm cilt tiplerinin kullanımına uygun bitkisel içerik yönünden oldukça zengin olan Ellaro C Vitaminli Canlandırıcı Krem’iniçerdiği sodyum askorbil fosfat ise antioksidan özelliği sayesinde cildin genç görünme süresini uzatmaya da yardımcı oluyor. İçerisinde bulunan kaprik trigliserit maddesi ile de ciltte koruyucu bir bariyer oluşturarak su kaybını önlüyor ve cildi nemlendiriyor.

8 Ocak 2015 Perşembe

THE BODY SHOP’TA KIŞ İNDİRİMİ!

İlhamını doğadan alan The Body Shop, büyük kış indirimine başladı. Tüm mağazalarında geçerli %50’ye varan indirim ile renkli yapıları, bağımlılık yapan içerikleri ve enfes kokuları ile kendine hayran bırakan The Body Shop ürünlerine şimdi sahip olabilirsiniz.




Ocak ayı boyunca tüm The Body Shop mağazalarında geçerli olan büyük indirim ile soğuk havalara cilt bakımınız ile karşı koyun. Vücut bakım ürünlerinden parfümlere kadar birçok ürünün 9.90 TL’den başlayan fiyatlarla sunulduğu özel günlerde vazgeçemediğiniz ürünlere %50’ye varan indirim ile sahip olma fırsatını kaçırmayın! 






BLOGGER PAYLAŞIM TAGLERİ !

Merhaba arkadaşlar ; geçtiğimiz haftalarda sizlere duyurmuş olduğum bloggerlar için tag belirleme etkinliğimiz nihayet sonuçlandı. 

Bu hafta başından beri hasta olup yatmamdan dolayı ,bu konuyu sizinle ancak bugün paylaşıyorum. 

Arkadaşım Hüzün Sarısı ile belirlediğimiz taglerimiz aşağıda sıralanmıştır. Sizlerden ricamız bundan sonraki paylaşımlarınızda konuya uygun olan tag kullanmak .

Kendi istediğiniz tagleri tabikide kullanacaksınız ama ortak kullanacağımız tagler bunlardır. Bu şekilde tüm bloggerlar birbirimize destek vermiş ve bir paylaşım altında toplanmış olacağız. 
Hepinizi kocaman öpüyorum.

#yazananne
#okuyananne
#mutfaktabirivar
#bloggermutfakta
#eventgünüm
#eventanim
#kitapokudum
#kitaptavsiyem
#gezdimgordumyazdim
#cokgezenbilir
#makyajzamani
#ojeminrengi
#cildimicin
#sacimicin
#bombamagazin
#deneyincegordum


5 Ocak 2015 Pazartesi

Artık Her Adımınızda Kendinizi Güzel Hissedeceksiniz!

     


Geçen gün Instagram'da rastladım. Size yeni keşfettiğim bir üründen bahsetmek istiyorum. Ürünün adı Scholl Velvet Smooth Express Pedi…

Elektronik ayak törpüsü olarak geçiyor. İnternette araştırmaya başladım ve harika yorumlar okudum. Hatta bu ürün için güzellik ürünleri satan mağazalarda kuyruklar olduğunu gördüm.

Güzelliğime önem veren biri olarak, ayak güzelliği de benim için çok önemli, bu yüzden bu ürün oldukça ilgimi çekti. Scholl Velvet Smooth Express Pedi daha ilk dokunuşta ayaklardaki sertleşmiş deriyi yok ediyormuş.

Kullanımı da bir o kadar kolaymış! Edindiğim bilgilere göre; ucundaki özel döner başlık 360 derece dönebiliyor. Ayağınız kuru iken uyguluyorsunuz ve ayağınızın her noktasına kolayca ulaşıp, ayaklarınızı ve özellikle topuklarınızı, sertleşmiş deriden bir dokunuşta arındırıyor. Üstelik çok da güvenli. Scholl Velvet Smooth Express Pedi fazla bastırıldığında kendisini otomatik olarak durduruyor.



Ayak bakımı için artık evinizde kendinize birkaç dakika ayırmanız yeterli. Sonrasında ayağınızda kadife yumuşaklığı sizleri bekliyor. Siz de her adımınızda kendinizi güzel hissetmek istiyorsanız, Scholl Velvet Smooth Express Pedi’yi mutlaka denemelisiniz.

Detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

3 Ocak 2015 Cumartesi

Demir eksikliğini önemseyin

Kansızlık, kandaki alyuvar veya alyuvarlara renk kazandıran hemoglobin sayısındaki azalmadır ve en çok demir eksikliği olarak Kansızlık, kandaki alyuvar veya alyuvarlara renk kazandıran hemoglobin
sayısındaki azalmadır ve en çok demir eksikliği olarak karşımıza çıkar.
Ülkemizde en fazla genç kadınlarda ve çocuklarda görülmektedir ve diğer hastalıklarla
karıştırılmasından dolayı genellikle göz ardı edilir.

Demir, hemoglobinin
üretilmesinde gereklidir ve besinlerle yeterli miktarda demir alınmazsa bu
hastalığın oluşmasına da zemin hazırlanır. Hemoglobin miktarı erkeklerde 13
g/dL, kadınlarda 12 g/dL , 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL nin altındaysa
kişi anemik kabul edilir.

Yetersiz ve dengesiz beslenmenin yanı sıra
kişide iç kanama varsa ki genelde karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları, kanser
gibi ciddi hastalıklarda görülür, demir eksikliğinin nedeni
olabilir.

Belirtileri nelerdir?

Halsizlik,
yorgunluk, soluk bir cilt, sinirlilik, uykusuzluk , konsantrasyon sorunu, saç
dökülmesi, tırnaklarda incelme görülebilir. Dünya nüfusunun % 30’unda görülen
demir eksikliği ileri derecelerde elde ve ayakta karıncalanma, depresyon,
çarpıntı, kulak çınlaması gibi yakınmalara neden olur. Diyetisyen Özlem Sert
Aydın



Özellikle kış aylarında el ve ayaklarda üşüme ile kendini gösterir.
Bu tip şikayeti olanlar en yakın bir zamanda hematoloğa başvurmalıdırlar.
Yapılacak testlerle kansızlığın nedeni tespit edilecektir.

Eğer kansızlık
demir eksikliğinden oluşuyorsa; ağız kenarlarında ve dilde yaralar, tırnaklarda
çatlaklar, toprak, buz ve kirece karşı istek olabilir. Folik asit eksikliğinden
kaynaklı ise; depresyon, ishal, şiş bir dil olabilir. B-12 vitamini
eksikliğinden oluşuyorsa; kilo kaybı, depresyon, hafif renk körlüğü, duyu kaybı,
kararmış bir cilt olabilir.

Tedavisi
Tedavide
öncelikle kansızlığa sebep olan unsurları öğrenmek gerekir. Fazla adet kanaması
veya hemoroid kanaması varsa tedavi edilmelidir.

Beslenmeye bağlı olan bir durumsa;
*Kırmızı et, karaciğer,
balık, yumurta sarısı, kurubaklagiller, kuru üzüm, kuru incir, yeşil yapraklı
sebzeler, ayçekirdeği, fıstık, ceviz, badem, soya fasülyesi demirden zengin yiyecekler uygun miktarda ve
sıklıkta tüketilmelidir.

*C vitamini yiyeceklerdeki demirin emilimini
arttırır. Bu nedenle öğünlerde ana yemeklerin yanında domates, maydanoz, sivri
biber, marul içeren limonlu salatanın muhakkak tüketilmesi
gerekir.

*Demir emilimini azaltan besinler; çay, kahve, kola, sigara,
alkol, kepekli ekmektir. Kişide demir eksikliği varsa fazla tüketilmemesinde
fayda vardır.

*Yemekten en az yarım saat sonra çay veya kahve tüketmeniz,
yediğiniz yiyeceklerdeki demiri daha fazla kullanabilmeniz anlamına
gelmektedir.

*Sebzelerin haşlama suyunun atılması da demir eksikliğine
neden olur, mümkün olduğunca az suda veya düdüklü tencerede pişirilmesinde fayda
vardır.

Diyetisyen Özlem Sert Aydın
www.ozlemsert.com


5 günlük tüm vücut yenileme planı

Vücudunuz bütün enerjisini kaybetmiş gibi mi hissediyorsunuz? 5 günlük planım, sizi en çok rahatsız eden 5 bölgeyi yenileyecek, böylece eski enerjinize kavuşacaksınız. Bitkin mi hissediyorsunuz? Yalnız değilsiniz.Çoğumuz, yaşlandıkça duyularımız, dış görünüşümüz, enerjimiz, cinsel dürtülerimiz ve hatta zihnimiz gibi birçok cepheden aniden saldırıya uğramış gibi hissederiz. Amerika’da, ülke çapında yapılan anketlerden yola çıkarak en çok ihtiyacınız olan 5 yoldan vücudunuzu eski enerjisine kavuşturacak 5 günlük bir plan hazırladım.

1. GÜN: Duyularınızı geliştirin

Dokunma duyunuzu geliştirin
Elinizdeki dokunma duyusunu test etmek için kollarınızı aşağı doğru tutun ve el bileklerinizi birbirine bastırarak 10 saniye tutun. Başparmak, işaret parmağı ya da orta parmağınızda uyuşma veya karıncalanma hissederseniz bu sinir sıkışması olduğu anlamına gelir. Sinirlerinizdeki duyuyu korumak ve güçlendirmek için her gün 100 mikrogram B12 vitamini alın. Özellikle vejetaryenler bu eksikliğe daha yatkındırlar. Takviyeyi dilinizin altına yerleştirmeyi deneyebilirsiniz çünkü yutulduğunda birçok kişide emilimi düşüktür.

Koku alma duyunuzu geliştirin
Koklama duyunuzu test etmek için bir alkollü mendil kutusu alın ve göbek deliği hizanızda açın. Nefes alın ve kokusunu algılayıp algılayamadığınıza bakın. Sonra mendili burnunuza yaklaştırmaya başlayın ve koklamaya devam edin. Mendilin kokusunu, burnunuzdan 20-30 cm uzaklıkta, aşağı yukarı göğüs hizasındayken alıyorsanız, bu normal. Ancak kokuyu burnunuzdan 12 cm uzaktayken hala algılayamıyorsanız, bu koku alma duyusu kaybı olduğunu gösterir. Koku alma duyunuzda azalma varsa günlük 600 mg alfa lipoik asit kapsülü alarak koku alma sinirini uyarın. Beynin Alzheimer’dan ilk etkilenen bölümlerinden biri, koku alma duyunuzdan sorumlu olan bölgedir.

Tat alma duyunuzu geliştirin
Tat alma duyunuzu test etmek için 1 gram çinko sülfatla (vitamin satılan mağazalarda bulabilirsiniz) 1 litre saf suyu karıştırın. Ağzınızda çalkalayın ve yutmadan önce 10 saniye ağzınızda tutun. Metalik bir tat almıyorsanız bu bir sorun olduğunu gösterir. Tat alma duyusu eksikliği yaşıyorsanız günde 15 mg çinko takviyesi alın. 2-3 haftada tat alma duyunuz geri gelmelidir. Gelmezse, doktorunuza danışın.
2. GÜN: Cildinizi canlandırın
Cildiniz yaşlandıkça sadece kırışıklıklar belirmez, aynı zamanda gençlikten gelen taze ve canlı görüntünün yerini matlık ve kuruluk alır. Birlikte kullanıldığında, tarçın ve Hint cevizi (küçük Hindistan cevizi) ince çizgileri yumuşatabilir ve cildinizin parlamasına yardımcı olabilir. Hint cevizi, melanosit denilen pigment hücrelerini etkisiz hale getirerek yaşlılık lekelerini azaltır. Tarçın ise ince çizgileri ve küçük kırışıklıkları doldurarak cildi dolgunlaştırmaya yardımcı olur.

Hint cevizi ve tarçından yüz ve vücut şampuanı
Bu düşük maliyetli ve cildi tazeleyici şampuanı hazırlamak için 6 çay kaşığı toz tarçın ve Hint cevizini kahve makinenizin filtresinden geçirin. Karışımı doğrudan ılık suyla dolu küvete dökün ve içine girin. Yüz veya vücut kürü olarak kullanmak içinse her gün, karışım soğuduktan sonra 10 dakika cildinizde bekletebilirsiniz.
3. GÜN: Cinsel yaşamınızı harekete geçirin
Cinsel dürtülerin azalması, özellikle günün sonunda moda girmek için fazla yorgun olan kadınların ortak şikayetidir. Cinsel yaşamınızı hareketlendirmek için afrodizyak etkisi göstererek sizi ateşlendirebilen ama aynı zamanda da ateşinizi söndürebilen yiyecekleri keşfetmelisiniz.

Cinsel yaşamınızı olumsuz etkileyen yiyecekler
Soya fasulyesi: Edamame denilen haşlanmış ve tuzlanmış taze soya fasulyesi gibi soya yemekleri, testosteron ve östrojen arasındaki dengeyi bozan fito östrojen içerir. Günde 25 gramdan fazla soya tüketimi önerilmiyor.
- 2 fincan soya fasulyesi = 25 gram izoflavon
- 12 fincan soya sütü = 25 gram izoflavon

Kahve: Fazla kahve tüketimi, kortizol gibi stres hormonlarını aniden artırarak sizi ‘savaş ya da kaç’ moduna sokar ve rahatlamayı zorlaştırarak libidonuzu düşürür. Partnerinizle samimileşmeden önce kahve tüketmeyin. Kahve libidoyu düşürse de, koruyucu ve hastalıklarla savaşıcı bazı özellikleri vardır.

Lahana turşusu: 70 gram lahana turşusu neredeyse 1000 mg tuz içerir ve bu oran günlük tavsiye edilen miktarın yüzde 40’ına tekabül eder. Aşırı tuz tüketimi, hipertansiyona neden olarak damarları daraltır ve libidoyu düşürür. Lahana turşusu yemeden önce suyla durulayarak fazla tuzun atılmasını sağlayın.
Cinsel yaşamınızı olumlu etkileyen yiyecekler

Armut: Bu meyve, seks hormonlarının oluşumunu harekete geçiren bir mineral olan bor içerir.
Karpuz: Sitrülin amino asidi bakımından zengin olan karpuz genital bölgelere kan akışını artırır.
Sarımsak: Bu keskin otsu bitki, cinsel organlara kan akışını hızlandıran alisin amino asidi içerir.
4. GÜN: Hareketlerinizi kolaylaştırın
Yaşınız ilerledikçe eklemlerinizdeki kıkırdak ve kayganlık azalır ve sürtünme artar. Bu da, enflamasyona neden olarak yalnızca ağrı ve huzursuzluk hissini alevlendirmekle kalmaz aynı zamanda hasara da neden olabilir. Bunun meydana geldiği yer genellikle dizlerinizdir.

1. Rahatlatın
Eklem ağrısını hafifletmek için sızlayan yere dağ tütünü (arnika) içeren jel sürün. Sonra, eklemin etrafını elastik bir bandajla, ekleme esneklik kazandırması için çapraz hareketlerle (8 rakamı çizer gibi) sarın. Çok sıkı sarmamaya dikkat edin. Bu uygulama enflamasyonu azaltır ve kol, omuz, ayak gibi vücudun her kısmına uygulanabilir.

2. Sağlamlaştırın
Merdiven egzersizi
Problemli dizdeki kasları sağlamlaştırmak için bu basamak egzersizini uygulayın. Problemli olan bacakla merdivene adım atın. Yavaşça geri gidin ve topuğunuzu hafifçe vurun. Tekrarlayın. 3 dakika boyunca devam edin. Çömelme egzersizi Dizlerinizi kuvvetlendirmenin bir başka yolu... Bir bacağınızı yukarı ve dışarı doğru kaldırın. Diğer bacak üzerine çömelin. Bu hareket dizlerinizi kuvvetlendirmeye yardımcı olur.

5. GÜN: Hafızanızı kuvvetlendirin
Beyninizi canlandırmak için bu yiyecekleri deneyin.

- Kırmızı soğan, sağlıklı beyin fonksiyonlarına katkıda bulunan bir fito kimyasal olan kersetin içerir.
- Patlıcan, beyin hücre zarlarındaki lipid ve yağları koruyan nasunin denilen antioksidan madde içerir.
- Biberiye, Alzheimer hastalığını önleyen sinir koruyucu özelliklere sahip karnozik asit içerir.
- Ispanak, Alzheimer’a karşı koruyan besin maddesi; folik asit bakımından zengindir.
- Tam tahıllı makarna, hafızayı kuvvetlendiren bir B vitamini olan tiamin bakımından oldukça zengindir.
- Yer fıstığı, genel beyin fonksiyonlarına destek olan bir diğer B vitamini olan kolin içerir.

Sürekli olarak az uyumanın sağlığa zararları nelerdir?
Başlıca bazı istisnalar dışında uyku, sekse pek benzemez. İple çektiğiniz ve zamanı geldiğinde harika hissetmenize neden olan bir şey olduğu doğru. En önemlisi de şu ki, uyku, patronunuza benzer. Rahatsız edilmediğinde daha makbul olur. Yetersiz uyku dikkat dağınıklığına, daha yorgun olmanıza, daha çok yemenize neden olur ve kaza risklerini artırır.
Ayrıca, yorgun olmak kendinizi yaşlandıran seçimler yapma riskinizi artırır (yorgun olduğunuzda somon füme hazırlamaktansa duble çizburger söylemek daha kolayınıza gelir).
Eğer uyku apnesi sorununuz varsa, 8 saat uyumak bile yetmeyebilir çünkü uyku ne kadar çok bölünürse ihtiyacınız olan yenileyici REM uykusu ve yavaş dalga uykusunu yeteri kadar alamazsınız.

Uyku hapları, TV bağımlısı nöronları durdurarak kısa vadede işe yaradığı için iyi bir fikir gibi görünse de bağımlılık yapıcı özelliği olduğu için uzun vadede zararlı etkileri görülebilir.
Yoğurdun bağışıklık sisteminize faydası nedir?
Pastörize edilmemiş yoğurt, sütün yoğurda dönüşmesini sağlayan laktobasil isimli sağlıklı bakteriler içerir. Aynı zamanda mantar kaynaklı enfeksiyonlarla savaşması da yoğurdun faydalarından bir diğeri. Vücudunuzda gelişmemesi gereken mantarın büyümesini engeller. Eğer yoğurt sevmiyorsanız, laktobasili kapsül olarak tüketebilirsiniz. Günde iki kere 20 miligram alınabilir
Kaynak: Posta.com

Dr. Öz’den sok elma suyu uyarısı

Dünyaca ünlü Türk doktor Mehmet Öz, TV programında,Piyasadaki elma sularında korkutucu derecede arsenik var. Çocuklarınız kansere yakalansın istemiyorsanız elma suyu içirmeyin” açıklamasıyla şok etkisi yarattı Öz, piyasadan satın aldığı 36 farklı elma suyunu New Jersey’de bir laboratuvarda test ettirdiğini ve 10’unda kabul edilemez seviyede arsenik maddesi bulunduğunu anlattı. “Başka ülkeler arseniği böcek ilaçlarında kullanıyor, kanserojen olan bu madde bizim meyve sularımızda var” diyen Öz, “Bir doktor ve 4 çocuk babası bir kişi olarak çocuklarımıza içirdiğimiz meyve sularında arsenik olduğunu görmek beni kaygılandırıyor. Arsenik, gıda ürünlerinde olmaması gereken bir toksiktir” diye konuştu.

Programın ardından Amerika’da elma suyu satışları tepetaklak oldu, meyve suyu
üreticileri Dr. Öz’ü topa tuttu. Daha önce de ‘Afrika Mangosu hapı’ konusunda
Dr. Öz ile karşı karşıya gelen Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA), “Doktor Öz
ornaik arsenik ile inorganik arsenik arasında ayrım yapmamış. Oysa ki kanserojen
olan inorganik arseniktir. Mehmet Öz’ün meyve suyu seçtiği raflardan bir de
ürünleri aldık ve test ettik. Hiçbiri belirtilen sınırların üzerinde çıkmadı. Dr
Öz’ün yaptığı büyük bir sorumsuzluktur. Aileleri yok yere korkutuyor” diye
açıklama yaptı.

ABD’deki ikinci büyük sağlık otoritesi olan Salgın Hastalık Önleme Merkezi (CDC) eski başkanı da yaptığı açıklamada, “Mehmet Öz’ün yaptığı ortada hiçbir şey yokken bir sinemada ayağa kalkıp ‘Yangın var, kaçın!’ diye bağırmak. İnsanları boş yere paniğe sürüklüyor” dedi. Bunun üzerine Mehmet Öz, programının yayın gününü beklemeden NBC televizyonuna çıkarak, “Ben kısa vadeli sorunlardan bahsetmiyorum. Şimdi arsenikli elma suyu tüketen çocuklarımızın başına önümüzdeki yıllarda gelebileceklerden endişe ediyorum” dedi. Dr. Oz şovun yapımcıları Türk doktora sahip çıktı

Dr.mehmet öz diyet listesi 6 haftada 9 kilo

Doğal ve oldukça sağlıklı olması ile göze çarpan, özellikle kalp hastalıklarına, diyabete ve kansere de iyi geldiği belirtilen diyetin tarifine geçelim.

DR.MEHMET ÖZ'ÜN ÖNERDİĞİ DİYET LİSTESİ
Dr. Mehmet Öz'ün "Hayatı kilo vermesine bağlı olan hastalarımı Dr. “Joel Fuhrman'a yönlendiriyorum” dediği ünlü diyetisyen Joel Fuhrman, ABD'de best-seller olan kitabı Yaşamak İçin Ye'de 6 haftada 9 kilo verdirmeyi iddia ve garanti ediyor.Ünlü ABD'li Doktor Joel Fuhrman, "Yaşamak İçin Ye" adlı kitabında hem kalp, tansiyon, şeker ve kanserle savaşan hem de 6 haftada 9 kilo verdiren diyet programını açıklıyor.

Bugün'ün haberine göre, çeşitli hastalıkları beslenme ve doğal yöntemlerle iyileştirme uzmanı olan Amerikalı doktor Joel Fuhrman, aşırı beslenmenin kalp, tansiyon, diyabet, kanser dahil pek çok hastalığa neden olduğunu vurgularken,sağlıklı beslenme ve fazla kilolarından kurtulmak isteyenlere altı haftada en az 9 kilo zayıflamayı sağlayan beslenme programı öneriyor.

SAMANDAN EV MİSALİ
Uzun ömrün formülünü besinler ve lifler açısından zengin bir diyet olarak gösteren Fuhrman, sağlık için çok önemli olan lifin, meyve, sebze ve baklagil gibi bitkisel yiyeceklerle ve bol miktarda alınmasını tavsiye ediyor. Joel Fuhrman, aşırı beslendiğimiz halde yetersiz beslendiğimizi, yiyecekleri sonradan besinlerle zengilenleştirmenin ise yetersizliğe çare olmadığını belirterek, "Bu samandan ev yapmaya benzer" diyor. Fuhrman, ekmek, makarna, pasta gibi karbonhidrat yönünden zengin besinlerin çok az tüketilmesinin, tatlı ihtiyacının meyvelerden karşılanmasının ve hayvansal besinler yerine de yeşil sebze yenmesinin önemine işaret ediyor.

280 gram brokolideki 100 kaloriye karşın, 28 gram hayvansal besinde 100 kalori olduğuna dikkat çeken Fuhrman, altı haftalık program sonucunda fazla kiloların yanısıra kandaki yağ oranlarının düşeceğini, baş ağrısı, gastrit, kabızlık, sindirim güçlüğü ve burun kanaması gibi birçok semptomun yok olacağını belirtiyor.

BAKLAGİL MUCİZESİ
Çalı fasulyesi, brokoli, enginar, kuşkonmaz, kabak, yeşil-kırmızı lahana, brüksel lahanası, bamya, pazı, şalgam, pancar, ıspanak, karnıbahar, patlıcan, biber kullanarak sebzelerde çeşitliliği sağlayın" uyarısı yapan Dr. Joel Fuhrman "Nohut, kuru fasulye, barbunya, mercimek, soya fasulyesi, börülce... Baklagiller, dünyanın en mükemmel yiyeceklerinden. Kan şekerini sabitler, tatlı arzusunu köreltir ve akşam üstü acıkmaların engeller" diyor ve ekliyor: Altı haftalık programda günde en az bir su bardağı dolusu yiyin. Günde en az dört meyve tüketin."

SINIRSIZ YİYECEKLER
Fuhrman salata dahil bütün çiğ sebzelerden günde yarım kilo yenebileceğini belirtiyor... Bu, bir göbek salatanın, mevsim salatasının ya da kıvırcık salatanın tamamına denk geliyor. Bezelye, tatlı kırmızı biber, domates, salatalık... Yarım kiloluk bu yiyeceklerle alınacak kalori miktarı 100'den az. Ne kadar yerseniz o kadar kilo verirsiniz kuralı, sebzeler için de geçerli. Hedef yine yarım kilo. Fuhrman "Bu sebzeleri yerken porsiyon çok büyük olmalı" diyor.Süt ve hayvansal ürünler, meyve suyu, kurutulmuş meyve. 310 sayfalık kitap 10 bölümden oluşuyor.

YASAKLAR SINIRLI YİYECEKLER
Günde en fazla bir porsiyon pişmiş nişastalı sebze ya da tam tahıllar (Mısır, patates, pirinç, pişmiş havuç, ekmek, kahvaltılık gevrekler).
Çiğ kuru yemişler ve tohumlar (günde maksimum 30 gram).
Avakado (günde maksimum 60 gram). Ketentohumu (günde 1 yemek kaşığı)