28 Kasım 2015 Cumartesi

Merhamet Ey Taksici



Dün akşam, Nişantaşı`ndaki Marmara İletişim Fakültesi`nden çıktıktan sonra Osmanbey`e doğru yürümeye başladım. Rumeli Caddesi`nin sonuna doğru, yetmişli yaşlarında, başörtülü, pardesülü yaşlı bir teyzeyi yolun kenarında minik adımlarla yürürken gördüm. Elinde bir poşet vardı, birkaç adımda bir yolu gözlüyordu.

Şöyle bir süzdüm, belki de yükü ağırdır diye içimden geçirdim. Sonra yardım etme niyetiyle yanına yaklaşıp,

- Ben taşıyayım teyzecim, ileriye doğru gidiyorsunuz sanırım, dedim.

- Yok evladım, taksi bekliyorum da duran yok, dedi hüzünle. Periköy`e gidecekmiş...

İçime dert oldu, teyze için taksi beklemeye başladım. Gelen taksilerin çoğu doluydu. Bir ara boş bir taksi önce bize doğru yanaştı, teyzeyi görünce burun kıvırıp bizleri hiç görmemiş gibi uzaklaştı. Ah dedim içimden...

10-15 dakika sonra, teyzeyi hafif arkama alıp bir taksi çevirdim, adam önce durdu, sonra teyzeyi bindirdiğimi görünce yüzünü astı. Dayanamadım ve

- Beyefendi, bu teyzemiz belki yarım saattir bir taksiye binemedi, gelen durmuyor, olur mu hiç, dedim.

Adam hemen savunmaya geçti ve karşı sitemle,

- Biz de onlarca insanla uğraşıyoruz, onlara da hak vereceksin, dedi.

Sonra teyzenin ayaklarının zor tuttuğunu, koltuğa yerleşirken ağır hareket ettiğini ve koltuğu arkaya çekmek zorunda kaldığını görünce "Sen binmeyecek misin?" şeklinde soğuk bir soru sordu. "Hayır" deyince, teyzeyi aldığına bin pişman olmuş ifade ile yüzü düştü. Teyze bu sırada taksici kızar da vazgeçer diye sessiz, suskun ve mahcuptu, "kimseye zahmet vermem, yük olmam" demek istiyordu hâl dili ile. Yine dayanamadım ve

- Beyefendi anneniz ya da ablanızda da aynı duruma düşebilir yarın, lütfen ama, dedim.

Öylece baktı yola, "başa gelen çekilir" modundan ayrılmadı...

Kapı kapanıp giderlerken teyzenin taksiye binerken hissettiği mahcubiyet geldi aklıma, taksici memnun olsun diye hızla oturmaya çalışması canlandı gözümde, yerin dibine girmek istedim. Sonra adamın kalbindeki katılık ve insana yaptığı eşya muamelesi karşısında irkildim, buz oldum.

Bu hadise dünden beri kalbimi burgu gibi oyuyor. Tek bir hadiseden yola çıkarak elbette genellemeler yapacak ve tüm taksicileri töhmet altında bırakacak değilim, bu doğru da olmaz. Onlarca güzel taksiciye de şahitlik etmiş biriyim. Lakin bu hadise vesilesiyle bir kez daha anladım ki insana hürmet biterse biteriz.

İnsanın değeri "kısa mesafe veya uzun mesafe" ile ölçüldüğünde canavarlaşırız, merhamet silinir kalbimizden.

Gariplerin, düşkünlerin, zayıfların ve güçsüzlerin "insan" yerine konulmadığı, "yük" olarak görüldüğü bir dünya anlayan için zindandır, insanlığın tükenişidir.

"Zenginlere hizmet verelim, kâr getirecek insanlara odaklanalım, gerisi ne hâli varsa görsün" mantığı yaygınlaşırsa felaketimiz olur.

Allah`tan merhamet dileyelim kalbimize.

Yazar Süleyman Ragıp Yazıcılar
kaynak:gencdergisi.com


İlgili Aramalar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder