26 Mayıs 2008 Pazartesi

HARBİDEN GERÇEKALTI DİYALOGLAR


Hayatım barok bejine ne dersin?
I-ıh… Çok koyu…
Bak bu da İstanbul beji???
Yok ya… Bu da çok açık…
Bak bu güzelmiş he?
Krem mi yapıcaz yani? Yok beğenmedim. Yeşil istiyorum ben.
Ama canım, yeşil renk, koltuklarımıza uymaz ki.
Allaaa allaaa ya… Doğa yakıştırmış, iç içe koymuş yeşille kahveyi, bize mi kaldı ‘bunlar birbirine uymuyo’ demek?
Bu konuda polemiğe girmiycem hatun seninle. Heh bak bu iyi gibi…
Bu ne ya??? Zaten koltukları da yeşil istiyodum ben.
Canımın içi, zaten attığımız koltuklar da yeşil diil miydi?
Olsuuun…
Zırrrrr… zırrrr…. Aloooo!!!
Apla, kıız… Bak kum beji alın. Çok güzel duruyo. Hem koltuklara da uyar. (Yakacam len bu koltukları. Ömrümü yedi be!)
Bak bak bu renge de hayır demezsin herhalde. Çok güzelmiş ya…
Hııı güzel, güzel…
Tamam, anlaşıldı, usta sen bize yeşil ver… Fosforlu olmayanından.
Hehehehe…

Ya onu atma bari ya… Ben kullanıyodum.
Aman ne kullanıyodun? Bin senedir kitaplığın arkasında durup duruyo.
Kızım, o gömlekler daha yepyeni, niye atıyosun ki?
Çünkü boşu boşuna gardrobumu işgal ediyolar. Alıyon alıyon asıyon. Başka numarası yok bunların. İsraf israf…
Bari şu mavi kalsaydı be!
Kalmasın koca, kalmasın. Kalan 29 mavi gömleğini de atarım. Bozma benim kafamı!
Tamam tamam. Beyazlara dokunma ama! (Ben onlara çoktan dokundum koca, sen üzme canını)
Yok canım! Dokunur muyum hiç? Hayatım bu yer minderlerini n’apiyim sence? Atiim dimi?
At hatun, at! Nasılsa kafana koymuşsun.
Bu dolap da hiç işimize yaramıyor zaten. Boşa yer işgali…
Tamam, onu da at o zaman.
Aaaaa! Bak bunlar da çeyizimden; dantelalar, işlemeler, örtüler, mörtüler… Vay be! Ne kadar zaman geçmiş dimi? Ömür geçmiş be. Daha dün gibi bunları ütüleyip ütüleyip yerleştirmiştik. Sana diyorum, koca kişisi!
At hayatım at… Bak büyük çöp poşeti masanın üstünde.
Höööö!!!

Goçtaşşşa mı gidiyoruz şimdi?
Hııı…
Şişli’dekine dimi?
Hııı…
---------
Peki bu kocaman sopa gibi şeyleri nasıl getirecez eve? Arabaya, marabaya sığar mı ki?
Sığar sığar…
(Goçtaşşş ahalisinden bir hatun kişisi) Biz Bodrum’dağki yazluğmuz için alıyoz. Bunların arkasına güneşlik takılabiliyü diymi?
'Hıııı' desene koca, sana soruyo. Şimdi ben cevap verirsem, arkasına ne takılabiliyü konusu muallakta kalabülü.
---------
Aaaa bak bu ıncık cıncık bölümleri çok güzelmiş dimi?
Hııı…
Şurdan tablo falan mı alsak?
Alalım da önce şu acilleri halledelim.
Ay bak bunlar da güzelmiş dimi?
Hıııı…
Bak hayatım, senin evli olman benim için hiç önemli değil, biz birbirimizi sevdikten sonra her şeyin üstesinden geliriz. Karın ve çocukların umurumda bile değil. Sen de benim yaptığım gibi bırakıverirsin olur biter. Böyle üzgün ve sessiz olmana hiç gerek yok. Haydi şimdi evimiz için alış veriş yapalım!
(Goçtaşşş’ta bulunanlar ve hitabın sahibi! Koro halinde, haydin hep beraber söylüyoruz tamam mı?)
Hıııı???

Netice: Temiz ve yeşil bir ev, mutlu aile bireyleri, yorgunluktan bitap düşmüş, ayrıca da grip olmuş bir hatun.

Muhtemelen koca kişisinin ‘ah’ları tuttu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder