27 Temmuz 2013 Cumartesi

İçimizden Biri Cansu Aydoğan --Röportaj: Nezih Tekman

 
Sevgili Cansu kendini biraz tanıtır mısın bizlere ?

1989 Helsinki doğumluyum. 4 yıldır Türkiye'deyim. Tiyatro ve oyunculukla ilgileniyordum, hastalığımdan dolayı  ara verdim. Hodgkin lenfoma tedavisi aldım.

İlk teşhis anı nasıl karşıladın? Sonrasında nasıl bir tedavi sürecinden geçtin?

Önce çok korktum, o an için her şeyin sonuna geldiğimi düşündüm. Bir yandan da ağlayan anneme korkumu belli etmemeye çalışıyor, onu teselli ediyordum. Fakat sonradan korkularımın yersiz olduğunu anladım. İnsan önce inanmalı...

Doktora gittiğimde önce akciğer filmi, daha sonra tomografi istedi. Hastalığımı yüzüme söyledi ve üzülme, 5 yıl yaşayan insanlar bile var dedi. Ben bu sahneleri hep filmlerde izlerdim, o an yaşadığım şoku asla unutamam!! Hayatım, yaşadıklarım hepsi bir bir gözümün önünden geçti, annemin arkamdan ağladığını bile hayal ettim. Daha sonra gittiğim başka bir doktor durumumun kötü olmadığını, her hastalık gibi Hodgkin Lenfomanında tedavisinin mümkün olduğunu söyledi. Karşısında genç bir hasta var. İlk doktorun yaptığından sonra panik  atak başladı. O günkü şoku hala atlatmış değilim. Bence doktorların hastalara teşhis konulduğunda nasıl söylemeleri gerektiğine dair eğitim almaları gerekir, çünkü çok önemli.
 

Kemoterapi tedavisi alıyorum. İlk başlarda ismi bile ürpertici geliyordu fakat daha sonra sevmeye bile başladım çünkü o benim kötü hücrelerden kurtulmam için en büyük yardımcım.  

 Kontrol veya tedavi öncesi kaygıyı nasıl yeniyorsun?

Makyajsız ve süslenmeden gitmem kemoterapiye. Önce gülümser sonra tedavimi alırım.  14 günde bir yarım kür halinde kemoterapi alıyorum.

 
Tedavin sırasında seni mutlu eden, unutamadığın bir anın var mı?  

Evet, kemoterapiyi tek kişilik odada alıyordum ve sürekli müzik dinliyordum. Birgün halamla kendimizi o kadar kaptırmışız ki müziğe halam oynamaya başladı. Bende bir kolumda kemo halama eşlik ettim. Hemşirenin odaya girmesiyle kendimize geldik, çok komiktik.

Hayatında neler değişti kanser öncesi ve sonrası?

Hayatı sevmeye başladım. Daha önce anlamı olmayan herşey anlamlı olmaya başladı hayatımda. Yaşamayı sevdim mesela hayatın boş şeylerle uğraşmayacak kadar kısa olduğunu anladım. Eskiden canımı sıkan ne varsa hayatımdan çıkardım. Hayata daha pozitif bakıyorum artık ve sağlığımın kıymetini bilerek yaşıyorum artık. Çünkü insan bazı şeylerin kıymetini kaybetmeden anlamıyor.

 
Son olarak Kanserle dans edenlere ve Kanserle Dans ailesine söylemek istediğin bir şey var mı?

Kanserinde diğer hastalıklar gibi tedavisi olan bir hastalık olduğunu bilip, moral ve maneviyatla yenilmeyecek hiç birşeyin olmadığını unutmayalım. Kanserle Dans ailesine mesajım; İyi ki seni ve kanserle Dansı tanımışım. Varlığınızla insanlara güç veriyorsunuz. İyi ki sizi bulmuşum. Kanserle Dans ailesine kucak dolusu sevgiler.

Cansu Aydoğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder