Yıllarca Amerikan filmlerinde görüp özendiğimiz ‘Tanık Koruma Programı’, güzel ülkemizde de uygulanmaya başlanacakmış. Bir firma, bu tanıklar için özel bir ses ve görüntü sistemi kurmuş. Sesi değiştirip tanınmaz hale getirerek mahkeme salonuna veren bir düzenek sayesinde, eleman tanınmadan, kim olduğu bilinmeden ifadesini verecek ve gerçekler su yüzüne çıkacakmış. Sonrasında da estetik ameliyatlarla yüzleri değiştirilip başka şehirlerde, başka isimlerle yeni bir hayata başlayacaklarmış.
Yani korkudan tanıklık yapmamak, “konuşursam bu adamlar beni öldürür, iyisi mi susayım, nasılsa çark yine aynı hızda ve aynı yöne doğru döner” dönemi kapanacak, artık hiçbir şey karanlıkta kalmayacak, yurdum insanı da bütün pisliklerden bir bir kurtulacakmış. Buraya kadar her şey normal ve güzel. E ama burası Türkiye. Birazcık farkımız olacak değil mi?
Teknik aksaklıklar kaçınılmaz elbette;
Korunaklı Tanık: Şimdi güzel abim, bu X şerefsizi ve adamları, iki tane bankanın içini, tereyağından kıl çeker gibi boşalttılar, uyuşturucunun kralını kimsenin ruhu duymadan yurda sokup, mini mini bebelerin okullarının önünde sattırdılar, işlerine köstek olacak kim varsa bir bir temizlediler. E benim de bu dallamalarla ortak iş yapmışlığım oldu zamanında. İş ki siz benim can güvenliğimi sağlayın, bir bir ötecem. Pişmanım abim…
Teknikıl Müdür: Alooo! Lan Kazım! Bu adamın sesi aynen, hiç değişmeden mahkemede duyuluyo lan. Alet mi bozuldu, ne oldu lan? Çabuk bakın, çabuk.
Teknikıl Sorumlu Kazım: Yok abi, bozuk değil de… Hani biz biraz daha maliyetten düşelim diye beş metre kabloyu eksik döşediydik ya, meğerse öyle olunca böyle oluyomuş abi ya.
Teknikıl Müdür:Lan Allah cezanızı versin emi? Susturun lan şunu. Adamın kim olduğunu anladı bunlar. Pis pis bakıyolar. Gitti lan herif sizin yüzünüzden. Deşerler lan bunlar adamı.
Teknikıl Sorumlu Kazım: Yok be abi nerden anlıycaklar? Tamam şimdi düzeltirim ben. Hemen şurdan bi uzatma çektik miydi hallolur meraklanma sen.
Teknikıl Müdür: Lan manyak herif, bu adamın görüntüsü de kabak gibi plazmadan görünüyo lan. Lan bu plazmanın ne işi var mahkeme salonunda lan. Plazmayı tanığın odasına koyacaktınız gerizekalılar. Bittik oğlum biz. Tanık da bitti, biz de…
Teknikıl Sorumlu Kazım: Abi pardon ya…
Onlar, tanıkların kimlikleri ortaya çıkmasın diye uğraşadursun, cabbar medyamız elbette bu işin üzerine gidip gizli saklı bir şey bırakmayacaktır. Hele yurdum insanının üçte ikisinin meşhur olmaya ne kadar hevesli olduğu düşünülecek olursa;
Cabbar Paparazzi Baturcan: .Y. Bey, koruma programındaki tanıklardan biri olduğunuz duyumunu aldık, doğru mu?
.Y. Bey: Oğlum de get. İşin yok mu senin başka. Gidip birilerini bikinili neyin yakalasana!
Cabbar Paparazzi Baturcan: .Y. Bey, sizin sayenizde, on altı kişilik çetenin bütün pis işleri ortaya çıkmış, öyle mi?
.Y. Bey: Yahu manyak mısın kardeşim? Ne çetesi, ne pis işi?
Cabbar Paparazzi Baturcan: .Y. Bey, çetenin sayenizde çökertildiği ve dışarıdaki elemanlarının sizi bulmaması için başka bir kimlikle, yeni bir hayata başlamanızın sağlanacağı söyleniyor, Voledole izleyicileri için bir açıklama yapar mısınız bu konuda?
.Y. Bey: Ya git işine ya. Yok diyorum böyle bir şey. Başka biriyle karıştırıyosunuz beni. Hem bu işler magazin programlarına mı kaldı oolum?
Ertesi hafta Voledole programının bağırıcı kişisinin anonsu: Sevgili seyirciler, ünlü iş adamı .Y. Bey, dün gece evinde ölü bulundu. Vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden on altı kurşunla hayatını yitiren iş adamı, son röportajını muhabirimiz Baturcan ile yapmıştı. Biz Voledole çalışanları olarak kendisine rahmet, kederli ailesine baş sağlığı diliyoruz.
Mukadderat işte…
Bu arada yeni hayatını sürdürdüğü evinde Voledole izleyen Korunaklı Tanık: Ulen, işi biz yaptık, çeteyi biz çökerttik, herif meşhur oldu iyi mi? Abdullah, ara lan programı! her şeyi açıklıycam lan. Programa canlı bağlanıp, bendim o kahraman tanık diycem lan.
Peki bin yıllık alışkanlıklarımız ne olacak? Vazgeçebilir miyiz öyle çabucak? Tedbir, medbir hak getire. Hem bize bi’şey olmaz be kardeşim Türküz biz Türrrkk;
Korunaklı Tanık: La Maamut, benim lan tanımadın mı?
Maamut: Şerafettin Abi. Abi sen şey diil miydin ya?
Korunaklı Tanık: Boş ver şimdi Maamut. La çok güzel bi terası var bu evin. Mangal için bire bir. Arkadaşları topla gel. Bak adresi veriyom; (………) Bulabilirsin dimi? Olmadı yola gelince cebi çaldır, ben seni alırım. Dur bu da yeni cep numaram; (……….) Hıh yazdın mı? İki de büyük kap gelirken. Bak Nejat da burda. Selam söylüyo.
Maamut: Abi bildiğim kadarıyla o da şeydi... Abi tehlikeli olmaz mı? Ele verdiğiniz büyükbaşların adamlar her yerde sizi arıyo abi.
Korunaklı Tanık: Olmaz bişey. Acı patlıcanı kırağı çalmaz meraklanma. Sen dediğimi yap oolum. Hem burda dağ başında kim bulacak bizi? La Maamut bu telefon niye dit dit ötüyo la?
Maamut: Abi bak heyecandan söylemeyi unuttum. Bizim telefonları dinliyolardı abi ya. Bu senin hapse tıktırdıklarından, müebbet alan herifçioğlu var ya, o dinletiyo abi.
Korunaklı Tanık: Nejaaat, b.ku yedik oolum. Allah belanı versin Maamut…
Peki ya hatun kişileri için durum ne olurdu acep? Bu işe de değsin bakalım, ojeli parmaklar;
Korunaklı Tanık 1: Ay doktor beyciğim, Şerın Sıtona benzerim dimi bu ameliyattan sonra.
Korunaklı Tanık 2: Aaaa valla onu benzetecekseniz beni de benzetin doktor. Valla bak ölümü gör.
Korunaklı Tanık 3: Benim yüzüm Şerınınki gibi olsun da, dudaklarımı Ancelina gibi yap doktorcuğum.
Korunaklı Tanık 4: Ben de Cenıfır po.posu istiyorum doktor bey. Hep özenmişimdir.
Korunaklı Tanık 1: Ay çok komik! Kızım senin tekneyi, tersaneye soksan Cenıfır po.posu olmaz ki, boşuna uğraşırlar yani.
Korunaklı Tanık 4: Doktor bey, bu kadın bana sataşıp duruyo. A valla parçalıycam şimdi.
Zavallı Doktor: Yuh be! Allah cezanızı versin emi? Ulen hepinizin ismini gazetelere vermek var ya. Bir yemin ettim ki dönemem anasını satiim.
----------------------------
Korunaklı Tanık 4: Bizim ev apartman dairesi de neden bu şıllığın ki villa acaba?
Korunaklı Tanık 1: Hahaaaay… şıllık senin sülalen bi kere tamam mı? Ben saraylara layık kadınım ayol. Bunu anlamış olacaklar. Sen de olduğun yerde çatla orta yerinden. Hasedinden de o koca g.tün erir belki.
Korunaklı Tanık 4: Bi kere ben senin gibi oramdan buramdan elli kilo yağ aldırmadım hatun. Lafını bil de konuş. Bak alıveririm ayaamın altına seni, yelloooz.
Korunaklı Tanık 3: Aaaa yeter yahu. Ne şirret karılarsınız siz.
Korunaklı Tanık 2: Evet yaaa… bak biz şikayet ediyo muyuz? Yüzme havuzlu, süper lüks sitemizde sessiz sedasız yaşıyoruz işte.
Korunaklı Tanık 4: Bak bunlar da dalga geçiyolar. Şimdi yolmaz mıyım ben senin o boyalı saçlarını. Durun diyorum. Bırakın leyyyn… tutmayın beni!
Çaresiz Görevli: Hanımlar, lütfen bak. Ayıp oluyo. Bu program… Ulen yemişim programını be! Sizinle mi uğraşıcam. Korumuyorum len. Ne haliniz varsa görün. Aaaa… Yaktınız len bunca yıllık memuriyetimi kuduz karılar…
------------------------------
Korunaklı Tanık 1: Ah Nihale Hanımcığım, hangi kameradayız, heh, bu şirret kadın durup dururkene üzerime saldırdı. Oysa biz memleket için çok da önemli bir görev için oradaydık. Tanık koruma programına alındığımızdan beri, haset ve kıskanç tavırlar içinde kendisi.
Nihale Hanım: Ay kız bacııım, yazık size beeee! Alkışla seyirciii, tepişşme!
Korunaklı Tanık 4: Mağdurum ben Nihale Hanım. Bu şıllıklardan daha fazla bilgi verdim. Daha çok olayı aydınlattım, bana k.ç kadar apartman dairesi verdiler. Üstelik yüzüm de istediğim gibi olmadı. 2 Numarayla 3 Numara, taş gibi oldular valla. Bir de dizilerde, reklamlarda oynayıp şöhret oldular. Hatta 3 Numara kaset çıkaracakmış diye duydum. Anam o karı bet sesiyle kaset çıkaracaksa ben de di.vaa olurum be! Ne talihsiz kadınmışım beeen… Üüüüüü….
Nihale Hanım: Ay kııız… Ağlama beaaa… Bak beni de ağlattın şimdi. Valla kalkın iki göbek atalım, havamızı bulalım. Hadi kız, sen de kalk. Hadi bak barışın, ölümü gör. Üç günlük dünya kız. Küs kalmaya değer mi? Cenabül Rabbil Alemin bunca güzellik bahşetmiş bize. Hadi hadi hadiiiiieeee…. Siz de tepişmeyin seyirci, oyarım valla…. Hadeeeeee…
Yani korkudan tanıklık yapmamak, “konuşursam bu adamlar beni öldürür, iyisi mi susayım, nasılsa çark yine aynı hızda ve aynı yöne doğru döner” dönemi kapanacak, artık hiçbir şey karanlıkta kalmayacak, yurdum insanı da bütün pisliklerden bir bir kurtulacakmış. Buraya kadar her şey normal ve güzel. E ama burası Türkiye. Birazcık farkımız olacak değil mi?
Teknik aksaklıklar kaçınılmaz elbette;
Korunaklı Tanık: Şimdi güzel abim, bu X şerefsizi ve adamları, iki tane bankanın içini, tereyağından kıl çeker gibi boşalttılar, uyuşturucunun kralını kimsenin ruhu duymadan yurda sokup, mini mini bebelerin okullarının önünde sattırdılar, işlerine köstek olacak kim varsa bir bir temizlediler. E benim de bu dallamalarla ortak iş yapmışlığım oldu zamanında. İş ki siz benim can güvenliğimi sağlayın, bir bir ötecem. Pişmanım abim…
Teknikıl Müdür: Alooo! Lan Kazım! Bu adamın sesi aynen, hiç değişmeden mahkemede duyuluyo lan. Alet mi bozuldu, ne oldu lan? Çabuk bakın, çabuk.
Teknikıl Sorumlu Kazım: Yok abi, bozuk değil de… Hani biz biraz daha maliyetten düşelim diye beş metre kabloyu eksik döşediydik ya, meğerse öyle olunca böyle oluyomuş abi ya.
Teknikıl Müdür:Lan Allah cezanızı versin emi? Susturun lan şunu. Adamın kim olduğunu anladı bunlar. Pis pis bakıyolar. Gitti lan herif sizin yüzünüzden. Deşerler lan bunlar adamı.
Teknikıl Sorumlu Kazım: Yok be abi nerden anlıycaklar? Tamam şimdi düzeltirim ben. Hemen şurdan bi uzatma çektik miydi hallolur meraklanma sen.
Teknikıl Müdür: Lan manyak herif, bu adamın görüntüsü de kabak gibi plazmadan görünüyo lan. Lan bu plazmanın ne işi var mahkeme salonunda lan. Plazmayı tanığın odasına koyacaktınız gerizekalılar. Bittik oğlum biz. Tanık da bitti, biz de…
Teknikıl Sorumlu Kazım: Abi pardon ya…
Onlar, tanıkların kimlikleri ortaya çıkmasın diye uğraşadursun, cabbar medyamız elbette bu işin üzerine gidip gizli saklı bir şey bırakmayacaktır. Hele yurdum insanının üçte ikisinin meşhur olmaya ne kadar hevesli olduğu düşünülecek olursa;
Cabbar Paparazzi Baturcan: .Y. Bey, koruma programındaki tanıklardan biri olduğunuz duyumunu aldık, doğru mu?
.Y. Bey: Oğlum de get. İşin yok mu senin başka. Gidip birilerini bikinili neyin yakalasana!
Cabbar Paparazzi Baturcan: .Y. Bey, sizin sayenizde, on altı kişilik çetenin bütün pis işleri ortaya çıkmış, öyle mi?
.Y. Bey: Yahu manyak mısın kardeşim? Ne çetesi, ne pis işi?
Cabbar Paparazzi Baturcan: .Y. Bey, çetenin sayenizde çökertildiği ve dışarıdaki elemanlarının sizi bulmaması için başka bir kimlikle, yeni bir hayata başlamanızın sağlanacağı söyleniyor, Voledole izleyicileri için bir açıklama yapar mısınız bu konuda?
.Y. Bey: Ya git işine ya. Yok diyorum böyle bir şey. Başka biriyle karıştırıyosunuz beni. Hem bu işler magazin programlarına mı kaldı oolum?
Ertesi hafta Voledole programının bağırıcı kişisinin anonsu: Sevgili seyirciler, ünlü iş adamı .Y. Bey, dün gece evinde ölü bulundu. Vücudunun çeşitli yerlerine isabet eden on altı kurşunla hayatını yitiren iş adamı, son röportajını muhabirimiz Baturcan ile yapmıştı. Biz Voledole çalışanları olarak kendisine rahmet, kederli ailesine baş sağlığı diliyoruz.
Mukadderat işte…
Bu arada yeni hayatını sürdürdüğü evinde Voledole izleyen Korunaklı Tanık: Ulen, işi biz yaptık, çeteyi biz çökerttik, herif meşhur oldu iyi mi? Abdullah, ara lan programı! her şeyi açıklıycam lan. Programa canlı bağlanıp, bendim o kahraman tanık diycem lan.
Peki bin yıllık alışkanlıklarımız ne olacak? Vazgeçebilir miyiz öyle çabucak? Tedbir, medbir hak getire. Hem bize bi’şey olmaz be kardeşim Türküz biz Türrrkk;
Korunaklı Tanık: La Maamut, benim lan tanımadın mı?
Maamut: Şerafettin Abi. Abi sen şey diil miydin ya?
Korunaklı Tanık: Boş ver şimdi Maamut. La çok güzel bi terası var bu evin. Mangal için bire bir. Arkadaşları topla gel. Bak adresi veriyom; (………) Bulabilirsin dimi? Olmadı yola gelince cebi çaldır, ben seni alırım. Dur bu da yeni cep numaram; (……….) Hıh yazdın mı? İki de büyük kap gelirken. Bak Nejat da burda. Selam söylüyo.
Maamut: Abi bildiğim kadarıyla o da şeydi... Abi tehlikeli olmaz mı? Ele verdiğiniz büyükbaşların adamlar her yerde sizi arıyo abi.
Korunaklı Tanık: Olmaz bişey. Acı patlıcanı kırağı çalmaz meraklanma. Sen dediğimi yap oolum. Hem burda dağ başında kim bulacak bizi? La Maamut bu telefon niye dit dit ötüyo la?
Maamut: Abi bak heyecandan söylemeyi unuttum. Bizim telefonları dinliyolardı abi ya. Bu senin hapse tıktırdıklarından, müebbet alan herifçioğlu var ya, o dinletiyo abi.
Korunaklı Tanık: Nejaaat, b.ku yedik oolum. Allah belanı versin Maamut…
Peki ya hatun kişileri için durum ne olurdu acep? Bu işe de değsin bakalım, ojeli parmaklar;
Korunaklı Tanık 1: Ay doktor beyciğim, Şerın Sıtona benzerim dimi bu ameliyattan sonra.
Korunaklı Tanık 2: Aaaa valla onu benzetecekseniz beni de benzetin doktor. Valla bak ölümü gör.
Korunaklı Tanık 3: Benim yüzüm Şerınınki gibi olsun da, dudaklarımı Ancelina gibi yap doktorcuğum.
Korunaklı Tanık 4: Ben de Cenıfır po.posu istiyorum doktor bey. Hep özenmişimdir.
Korunaklı Tanık 1: Ay çok komik! Kızım senin tekneyi, tersaneye soksan Cenıfır po.posu olmaz ki, boşuna uğraşırlar yani.
Korunaklı Tanık 4: Doktor bey, bu kadın bana sataşıp duruyo. A valla parçalıycam şimdi.
Zavallı Doktor: Yuh be! Allah cezanızı versin emi? Ulen hepinizin ismini gazetelere vermek var ya. Bir yemin ettim ki dönemem anasını satiim.
----------------------------
Korunaklı Tanık 4: Bizim ev apartman dairesi de neden bu şıllığın ki villa acaba?
Korunaklı Tanık 1: Hahaaaay… şıllık senin sülalen bi kere tamam mı? Ben saraylara layık kadınım ayol. Bunu anlamış olacaklar. Sen de olduğun yerde çatla orta yerinden. Hasedinden de o koca g.tün erir belki.
Korunaklı Tanık 4: Bi kere ben senin gibi oramdan buramdan elli kilo yağ aldırmadım hatun. Lafını bil de konuş. Bak alıveririm ayaamın altına seni, yelloooz.
Korunaklı Tanık 3: Aaaa yeter yahu. Ne şirret karılarsınız siz.
Korunaklı Tanık 2: Evet yaaa… bak biz şikayet ediyo muyuz? Yüzme havuzlu, süper lüks sitemizde sessiz sedasız yaşıyoruz işte.
Korunaklı Tanık 4: Bak bunlar da dalga geçiyolar. Şimdi yolmaz mıyım ben senin o boyalı saçlarını. Durun diyorum. Bırakın leyyyn… tutmayın beni!
Çaresiz Görevli: Hanımlar, lütfen bak. Ayıp oluyo. Bu program… Ulen yemişim programını be! Sizinle mi uğraşıcam. Korumuyorum len. Ne haliniz varsa görün. Aaaa… Yaktınız len bunca yıllık memuriyetimi kuduz karılar…
------------------------------
Korunaklı Tanık 1: Ah Nihale Hanımcığım, hangi kameradayız, heh, bu şirret kadın durup dururkene üzerime saldırdı. Oysa biz memleket için çok da önemli bir görev için oradaydık. Tanık koruma programına alındığımızdan beri, haset ve kıskanç tavırlar içinde kendisi.
Nihale Hanım: Ay kız bacııım, yazık size beeee! Alkışla seyirciii, tepişşme!
Korunaklı Tanık 4: Mağdurum ben Nihale Hanım. Bu şıllıklardan daha fazla bilgi verdim. Daha çok olayı aydınlattım, bana k.ç kadar apartman dairesi verdiler. Üstelik yüzüm de istediğim gibi olmadı. 2 Numarayla 3 Numara, taş gibi oldular valla. Bir de dizilerde, reklamlarda oynayıp şöhret oldular. Hatta 3 Numara kaset çıkaracakmış diye duydum. Anam o karı bet sesiyle kaset çıkaracaksa ben de di.vaa olurum be! Ne talihsiz kadınmışım beeen… Üüüüüü….
Nihale Hanım: Ay kııız… Ağlama beaaa… Bak beni de ağlattın şimdi. Valla kalkın iki göbek atalım, havamızı bulalım. Hadi kız, sen de kalk. Hadi bak barışın, ölümü gör. Üç günlük dünya kız. Küs kalmaya değer mi? Cenabül Rabbil Alemin bunca güzellik bahşetmiş bize. Hadi hadi hadiiiiieeee…. Siz de tepişmeyin seyirci, oyarım valla…. Hadeeeeee…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder