Nilgün B.: Aslında kendime çokça sorduğum bir sorudur bu. Babamda yaşadık biz bu hastalığı iki sene önce ama hala bu soruya bir cevap bulmuş değilim. Bazen herşeyi oluruna bırakırım, zamanı beklerim diyorum, bazen de savaşırım diyorum. Ama bu soruya verecek cevap bulamadığımdan iki senedir doktora gitmedim.
Asmin G.: Şaşkınlık, endişe, korku… Neden ben gibi bir çok soru geldi gitti.
Burcu A.: Biz de annemde yaşamıştık. Benim aklıma ilk gelen şey ona nasıl söyleyeceğim ve onu yeneceğimize nasıl inandıracağım olmuştu.
Buket A.: Doktorun odasından ağlayarak çıktım. Tek başıma gitmiştim. Hastanenin önüne oturdum, bir paket sigara içtim. Diyeceksiniz ki faydası oldu mu? Hayır tabii ki. Çok korktum, tedavim bitti ama korkuyorum hala. Diken üstünde bir hayat bizimki ama herşeye rağmen hamdolsun
Serpa İ.: Buket hanım aynısını ben de yaptım. Ameliyat dedi doktor. Dışarı çıktım, yalnızdım, bir sigara yaktım. Aileme nasıl söyleyeceğim diye düşündüm ama Allahıma şükürler olsun 6 yıl oldu iyiyim. Darısı şifa bekleyen arkadaşlarıma. Yaşamak çok güzel.
Derya Y. A.: Hiç böyle bir şey duymamışım gibi davrandım. Sanırım şok etkisi yaptı ve kötü düşüncelere kendimi bir anda kapattım. Yok saymak daha kolaydı sanırım.
Ayşin A.: İlk şok oldum. Daha sonra oğlumun mezuniyetini ve evliliğini görmek istiyorum dedim. Allahım bana bunun için ek süre ver dedim. Ama geçti bunlar :)
Sinan Ö.: Ben bel fıtığından hastaneye gittim mr çektiler. Bir hafta sonra sonucu aldığımda beni dahiliyeye gönderdiler. Orda kan aldılar. Sabahtan eve geldim. 2 saat sonra evime karakoldan polis geldi ve acil hastaneye gitmemi söyledi. 22 haziran 2012’de gittiğimde hayatımın en acı olayını öğrendim. Zorla yatırdılar beni. 10 gün sonra izinle müsaade verdiler. O günden beri hayata tutunmaya çalışıyorum. Cenabı Allah herkese şifa versin.
Açelya A.: Doktorum bana patoloji sonucunu açıkladığında dünyanın ucundan düştüğümü hissettim. Tek başıma gitmiştim sonucu almaya. Doktorum Hasan Karanlık dünyanın en mükemmel doktoru. Olabilecek en uygun ve ılımlı şekilde söylediği halde düşmeye devam ediyordum. Dışarı çıktım, hastanenin bahçesinde kuytu bir köşe bulup oturdum. Ağlamaya başladım. Dünya artık yoktu, sevdiklerim yoktu, kızım yoktu, annem yoktu... Öyle bir düşmüştüm ki çıkmam imkansızdı ama içimdeki vazgeçmeyi bilmeyen yapı ertesi gün ayağa kaldırdı beni. Her zamankinden çok gülmeye ve umutlu yaşamaya başladım. Hep güldüm. Kemoterapiye giderken de, ameliyata giderken de, hastanede yatarken de. Şimdi beynime sıçramış. Onun tedavisini görüyorum ve her zamanki gibi gülmeye devam ediyorum. Delirmedim. Yüklerim ağır da gelmedi. Hayat bu her şey başımıza gelebilir. Benim felsefem şu; bu gece bile öleceksem, son nefesime kadar gülmeliyim, mutlu olmalıyım. Ne kadar duvara toslarsam, ne kadar yere düşersem düşeyim her zaman daha güçlü ayağa kalkmalıyım. Hayatın her anını mutlu yaşamalıyım. Bu bir seçim ve ben mutluğu, umudu seçiyorum.
Yüksel K.: Bana 3 ay bile yaşamaz dediler. Çok zor günlerdi. Ben buna hiç inanmadım ve buradayım.
Zeliha B.: Ne şaşırdım ne de korktum sadece şükrettim. Allahım iyiki ben oldum ya çocuğuma kocama kardeşlerime olsaydı, şükürler olsun sana dedim.
Zeynep K.: Önce ne düşüneceğimi bilemedim. Çocuklarım çok küçük diye düşündüm. Sonra alışıyor insan, onunla yaşamayı öğreniyorsun. Zor ama zoru başarmakta annelerin görevi bence. Ben de öyle yapıyorum.
Gülşen T.: Herşey yabancılaştı, başka bir boyuta geçmiştim sanki. Ben ben değildim. annem, babam ve kardeşlerim hatta arkadaşlarım sanki hepsi yabancıydı bana. 3-4 gün yemek yiyemedim. 55 kilodan 52 kiloya düştüm ama bu durum çok uzun sürmedi. Saygı değer hocalarıma kavuşunca Ankara’da, üstümdeki karabulut ve sis kalktı :)
Aydın B.: Bana da doktor hastayı öldürüp de getirmişsiniz dedi. Tahliller ve filmler sonucunda akciğer kanseri teşhisi kondu. Kitle
Perihan K. Ö.: Kanserle dansa 17 yaşımda başladım. Annemi bu hastalık yüzünden kaybedene kadar sürdü bu dans. Biraz ara verdim kendiminkini öğreninceye kadar. Dans yine başladı dedim. Aklımda tek şu düşünce vardı; anneme üzüldüğüm kadar kendime hiç üzülmedim. Hala dans ediyorum.Allah hepimize şifa versin. Bu hastalıkta tek ağladığım gün, saçımın elime geldiği gündü.
Asuman C.: Ben ultrason çekilirken gördüm kitleyi. Doktora kitlem kötümü dedim %75 öyle dedi. Bir ateş bastı tansiyon hastasıyım aynı zamanda. Kendi kendime kanserden değil tansiyondan öleceksin, kendine gel dedim. Düşünmeye fırsat kalmadan 2 gün içinde herşey oldu. Dünya iyisi harika bir onkoloğum var. Erhan GÖKMEN. Patoloğum Necmettin ÖZDEMİR ve cerrah Rasih YILMAZ. Benim şansım doktorlarımın insan doktor olmalarıydı.
Belma T.: Ben ilk duyduğumda tek başıma çıktım ağladım ağladım saatlerce ağladım. Son ağlayışım oldu. Kalktım ve savaştım. Hiç ümidimi kaybetmedim ve sizlerle tanıştım. Sevgi ablam var. Her umutsuzluğa kapıldığımda bana çok destek oldu.
Serap A.: Merhaba kanserle dans ailesi. Ben ilk defa yazıyorum. Benim oğlum göz bebeğim lösemi, teşhis haziranda kondu. İlk zamanları hatırlamak bile istemiyorum çok zordu çok. İnanamadım doktor çocuğunuz lösemi olabilir dediğinde. Dünyam altüst oldu, konduramadım oğluma. Doktora kızdım, nasıl kanser olur benim gözümün nuru yavrum diye. Tam 5 ay teşhis konamadı. Bu arada kemik iliği her defasında boş çıkıyordu. Biyopsi yapıldı, yeterli oran bulunmadı. Tabi bu arada yavrumun o çığlıklarıyla her defasında kahroluyordum. Allah kimseyi evladıyla sınamasın. Gecem gündüzüm duayla ve gözyaşı dökmekle geçiyordu. Her defasında sonuç çıkmadıkça umutlanıyor bir yandan da çok korkuyordum ama değerleri hiç düzelmiyordu bu süreçte. Doktor bana; muhtemelen yavaş ilerleyen bir lösemi oğlun dedi. Ne kadarda kolay söylüyordu bunu. Dört ayın sonunda doktor bizi hemotoloji bölümüne yatırdı, kabus gibiydi. Bir daha oradan çıkamayacağımı hissettim. İkinci biyopsimiz yapıldı, 28gün sonuç bekledik. Bu arada oradaki annelerle tanıştım, onları dinledim ve löseminin türlerini tedavi edilebildiğini öğrendim. Sonuca gerçekten hazırdım ve korkmuyordum. Nihayetinde teşhis kondu. İnanın bizim için o dönem daha zordu. Şimdi tedavimiz iyi gidiyor çok şükür. Tabi önce Allahın, sonra da canımız sevgili doktorumuz Müge GÖKÇE sayesinde hayırlısıyla atlatacağız. Harika bir doktor, herşeyden önce insan ve bir anne çok şanslıyız. Rabbim herkese şifa nasip etsin inşallah. Sevgiler
Yeşim Ö. Ö.: Ağladım ağladım… Yaradana sığındım. Malum sonun hemen şimdi mi olacağı kaygısını yaşadım. Yağmurlu geçen günlerde gökkuşağını hayal ettim. Bu durumun sadece benim için değil çevremdeki herkes için bir sınav olduğunu düşündüm. Bana verilen ömrü her zerresine kadar yaşamaya söz verdim Allahıma. Bir gece internette Kanserle Dans bloğuna oradan da facebook sayfasına ulaştım ve yalnız olmadığımı anladım. Beni bu güzel insanlarla buluşturduğu için Allahıma şükrettim.
Handan Ö. D: Ben daha önce birçok biyopsi yaptırmış, kitle aldırmıştım ve hepsi yağ bezesi çıkmıştı. Eylül 2008’de İstanbul’a gittiğimde bir tane daha aldırdım. 1 aydır hissediyordum fakat tüm kontrollerimi yaptıralı daha 6 ay olduğu için önemsememiştim. 2 gün sonra evime Kıbrıs’a döndüm. İlk defa içimi kemiren birşeyler vardı. Cuma günü kitle patolojiye gitmişti ve pazartesi faksla öğrendim. Kağıdı elime alır almaz anladım hemen. Arkadaşım olan doktorumu aradım. Ben ağladım o dinledi. Sonra eşimi aradım o haberi benden önce almış yanıma geliyordu. Eve gittik beni yalnız bırak ve kimseyi görmek istemiyorum dedim. Ağladım ağladım ağladım… Üç buçuk yıl sonra tekrar metastas yaptı. Hala birçok yerimde yaygın vaziyette ama bir daha hiç ağlamadım çünkü başaracağımı biliyorum!
Cem S. K.: Hiçbir şeyin değerinin olmadığını hissetmiştim.
Selin Y.: Ben annemin ilk teşhisi konulduğunda abimle beraberdim. Annemin yanında doktora babam da gitmişti. Annem arayıp kanserim dediğinde buda geçer dedim. Telefonu kapatıp abime söyledikten sonra ilk 1 saat hiçbir şey konuşmadık, birbirimizin yüzüne bakmadık. 1 saatin sonunda kendimize geldik ve neler yapılması gerekiyor, nasıl bir yol izleyeceğiz bunları araştırmaya başladık. Adını duyduğumuz ama yakınlarımızda ya da bizde olmadığı için sadece şifalar dileyip geçtiğimiz kanser artık annemizde var. Bunu daha önce yine sayfada söylemiştim benim en büyük keşkem; başımıza gelmeden keşke daha duyarlı olabilseymişim. Şimdi tek isteğim annemle beraber nice annelere ablalara abilere ve kardeşlerime moral olmak. Onlar için varoluşumu anladım. Bunu da güzel annem sayesinde buldum.
Özlem Ş. B: Bir kemik aynı yerden 2 defa kırılmaz dedim. O kemik aynı yerden 2 defa kırıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder