2 Haziran 2008 Pazartesi

BİR FİNCAN KAHVE OLSAM


'Bazen daha fazladır her şey' demiş ya kraliçelerin kraliçesi; doğru demiş. Yine böyle her şeyin daha fazla olduğu, duvarların üzerime yıkılırcasına eğildiği, yüreğimin mengeneye sıkıştırıldığı günlerden birinde bir mektup aldım bu çılgın kadından. 'Niye bana yazmıyon, yoksa beni beğenmiyon mu' diyordu, özetle. Ben de ona anlatmaya çalıştım ayrı dünyaların insanları olduğumuzu; Ben sosyetenin gülü, o kenarın dilberi!

Siz hiç, bir fincan kahveyi karşılıklı höpürdetmediğiniz birinin dost sıcaklığını iki cümlede yüreğinize kadar hissettiniz mi? Ben hissettim.

Sonra dedi ki bu hatun kişisi bana; 'Kız senin şu Nuh Nebi'den hatıra kalan şablonu değiştirelim mi?' Yavrum ben teknolocinin en özürlüsü, daha maillere bile yeni yeni bakmaya başlamışım. Bilen bilir; aylarca mail okumam da bloke olur durur adresim. 'Kem, küm... e zahmet neyin olmasın bacım.' Yan cebime koy yani. Ne zamandır istiyorum da. Ne vakit, ne de kapasite müsait değil buna. Bu da bi' nevi yetenek sonuçta. Bilgi, deneyim, birikim... Bizde ne arar?

Sonunda işte bu çılgın hatun aldı eline benim sayfayı, düştü yola. Ben o gün de, işlerden kafayı kaşıyamıyorum. He bir de bana dedi ki; 'Renk neyin söyle sen bana'. Ne söyleyecem kızım, senin gibi bir yeteneğe akıl vermek, benim gibi teknoloci fukarası birine mi düştü?

Neyse efenim, ben akşam evi süpürüyorum, dedim bir bakayım, bizim hatun neler yapmış. Tadilat sürerken, bir de kapıyı kilitlemiş. Hani kimseler, yıkık, dökük ev halimizi görmesin diye. Yer miiii? Anahtarım var benim. Giriverdim içeri, bir de ne göreyim; benim sayfa çiçeklenmiş, renklenmiş, teknolocik bir sürü şeyle donatılmış. Nakış nakış işlenmiş bir sanal yuvaya, emek, sevgi, dost kokusu.

Şimdi bu çılgın hatun, bir de bana neye varsın, neye yoksun diye sormuştu zamanında. Ben,

"Dostluğa varım, sırtından bıçakla(n)maya yokum.

Sevgiye varım, kinlenmeye yokum.

Yardımlaşmaya varım, suistimale yokum.

Aşka varım, ihanete yokum."diyecektim ona.

Şimdi diyorum ki; sevgili dost, bu emeğini teşekkürle ödeyemem, sen hakkını helal et. Bir fincan kahveyi belki karşılıklı içer, fal da bakarız, belki de hiç görmeyiz ömürce birbirimizi. Lakin bazı şeyler hiç unutulmaz ve emin ol, ben unutmaya da yokum.

Herkese sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder