12 Ağustos 2013 Pazartesi

Bir Meme Kanseri Hikayesi Nursevim Aksoy


Meme kanseri geçirmiş biri olarak deneyimlerim

Aylık meme kontrollerimi yaparken sol meme ucunda değişiklik fark ettim. Muayeneye gittiğim genel cerrah ultrason istedi. Radyolog şüpheli kitle saptadı ve kitlenin çıkarılıp biyopsi yapılmasını önerdi. Ama genel cerrah kendince iğneyle biyopsi yaptı. Sonuç iyi çıktı. Fakat gün geçtikçe orada ki şekil bozukluğu arttı. Başka bir sağlık kurumunda genel cerrahiye gittim. Mamografi ve ultrason istedi. Sonuç kötüydü. Kanser sözü ilk anda şok etkisi yapıyor, o an ne hissettiğimi anımsıyorum;kanser eşittir ölüm. Ama sıkıntılı ve acılı ölüme gidiş geliyor aklınıza.

Tedaviye karar verme sürecim

Sağlık kurumunun yanında ki parka gidip uzun süre tedavi sürecini,yapılacak tedavi ve yan etkilerini, nasıl baş edeceğimi düşündüm. Emekli hemşire olduğum için bu evreleri biliyordum. Önce hastalığı oluruna bırakıp,yaşamımı böyle devam ettirmeyi düşündüm. Yani tedaviyi red ettim. Sonra, çocukluğumdan bu yana verdiğim( üstelik yalnız başıma )yaşam mücadelemi düşündüm. Travmalar , acılarla nasıl baş ettiğimi,hepsinin üstesinden ‘’yaşam kutsal bir mucizedir ve Yaradan’ın armağanıdır bize’’inancımla tedavi olmaya karar verdim. 

O parkta ne kadar kaldım bilmiyorum. Şok etkisi geçtikten sonra uzun süre ağladığımı anımsıyorum. Daha sonra bir yakınımı aradım,onlara durumu anlattım. Tedavi olmaya karar vermiştim ama tedavim sürecinde kim bana yardımcı olacak kaygısı kapladı beni.

Hayatımda neler değişti?

Annem bu görevi seve seve kabul etmişti. Ameliyat, sonrası  kemoterapi sırasında yaşadığım sıkıntılarla onun desteğiyle baş ettim. Kadınlar için bir memenin alınması,saçlarınızın elinize, yastığınıza dökülmesi ayrı travma. Kaşlarınızın, kirpiklerinizin dökülmesi…

Kanser olduğumu öğrendiğimde ne hissettim?

Güven içinde olduğum bir gemiden dalgalı bir denize düşmüştüm. Nasıl yüzeceğimi, dalgalarla nasıl baş edip kıyıya ulaşacağımı bilmiyordum.  Ama yaşamak içgüdüsüyle uzun soluklu kulaçlar atacağımı, yorulup halsiz kaldığımda dinlenip tekrar kulaç atarak kıyıya ulaşacağıma da inanıyordum!! 

Rüyalarımda hep bunu görür olmuştum. Bir yılın sonunda tedavim bittiğinde kıyıya ulaşmıştım. Kumsalda biraz yorgun,bedenimde  oluşan değişikliklere rağmen yaşamla dans etmeye başlamıştım!

Gözlemlerim...

Kanser hastalığı; hastaya ve yakınlarına ölümle eşit geliyor. Ayrıca ülkemizde sağlık sektöründe suistimal edilen,rant olarak görülen bir hastalık. Meme kanseri riskini azaltmak için genç kızlarımıza aylık meme kontrolleri öğretilmeli. Okullarda belli zaman aralıklarında bu konuda uzman insanlar ders vermeli. Ayrıca,teşhis konurken hastalığın gecikmesine neden olan eksik tetkiklerden kaçınmalı. Benim hastalığımın teşhisi, tedavi süreci bir yıl geçikmeli başladı. 

Herşeyden önce donanımlı bir hastaneye gitmek gerekiyor. Devlet hastanelerinde Meme Poliklinikleri açıldı. Mamografi, ultrason, biyopsi tetkikleri uzmanlar tarafından doğru şekilde yapılıyor. Kanser, doğru tanı, doğru tedavi edilmeli. Süre önemli, gecikmemeli. Meme kanserinde bir ayrıntı önemli, iğne biyopsisi, radyolog tarafında ultrason eşliğinde yapılmalı. USG EŞLİĞİNDE TÜMÖRÜN tam içine girip biyopsi  alınması çok önemli.

Dansın bitişi

Benim kanserle tanışıklığım dört yılı bitirdi. Saçlarım yeniden uzadı, eksik olan meme için protez kullanıyorum. SGK kanser olup alınan memenin yeniden yapılmasını karşılıyor.Şimdilik böyle devam ediyorum.Yaşam daha bir güzel ve anlamlı geliyor.Elbette sorunlar oluyor, öfkeleniyor, bazen ağlıyor,bazen gülüyorum. Yaşamın gereği bunlar!!

Ben uzun, zorlu kulaçlarla düştüğüm dalgalı denizden çıktım. Kumsalda yaşamla dans ediyorum.Yaşam bir çok olaya gebe herkes için!

Kanserle yeni tanışan,tedavisi süren herkese sağlık diliyorum.Düştüğünüz denizde dalgalardan korkmayın! Yaşam sevinci sizi mutlaka kıyıya çıkaracaktır.


Nursevim AKSOY/Mersin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder