14 Ağustos 2013 Çarşamba

İçimizden Bir Lenfoma Hikayesi -- Sibel Kara

Almanyada yaşıyorum, ismim Sibel. Geçmeyen şikayetlerim için aylarca doktora gittim ama üşütmüssün geçer deyip eve gönderiyorlardi. Annem zorla bir Türk doktora götürdü o da aynı şeyleri söyledi. Bıkmış ve yorgundum 1 ay sonra yine aynı doktora gittik ve en sonunda bizi hastaneye gönderdi. ‘İnşallah düşündüğüm şey değildir çok gençsin’ dedi. Önce verem denildi sonra 2 kanser türü bir arada olabilir dediler, lösemi ve lenf kanseri. Beynimden vurulmuşa döndüm, yanımda arkadasım vardı ve benim tek düşüncem: ben bunu aileme nasıl söylerim? oldu.

Çok zordu, ben gücsüzlügümü fazla belli eden biri degilim! Çok zor ama bir o kadarda kolay; pat diye söyleyiverdim. Korkmayın birşey olmaz bana diye onları teselli ettim. Sonra tesadüfen doktorlardan biri size söylemez mi sadece lenf kanserisiniz diye şok oldum. Kızdım insan bunu daha önce söylemez mi!

 
20 yaşında teşhisim morbus hodgkin lenfoma 4B idi ve tümörüm kalp ve akciger arasında olduğu için ameliyat olamıyordum. Hastalığın en son asamasıydı.  Bogazımdaki şiş lenf bezesini aldılar alırken sağ olsunlar damarı zedelemisler bayağı sorun cekdim bu yüzden.

Başka hastaneye geçiş
 
En fazla 1aylık ömrüm kalmıs eğer tedaviye cevap vermeseymişim. Zorlu dönemlerden gectim. Hemsirelerim aralarinda yazık bu bünyeyle uzun yasamaz, doktorumda şaka degil bu hastalik sen elimizden kayip gidiyorsun dedi! Psikolojim bozuldu o hastanede daha fazla kalamazdım orası beni daha da hasta ediyordu, karar aldim ve orayı terk ettim. Annem çok üzülmüstü tedaviyi biraktığımı düsünüyordu, oysa baska bir hastane buldum. Tedavi icin yaklasik her gün taksiyle 110 km yol gidiyordum. Taksiciler ailem olmustu annemden babamdan cok onları görüyordum, iyi yada kötü olduğumu hemen fark ederlerdi. Arada bir kac gün evde kalabiliyordum o günleri tatil ilan ediyordum:)

Annem ve babam beni yurtdisinda tedavi edebilmek icin gece gündüz calıştılar, ama beni unuttular bu arada. Tek kalmistim ve kendimle gurur duyuyorum ben tek basima yendim!
Bir cok arkadas kaybettim bu hastaligimdan dolayi nasil davranacaklarini bilemeyip terk ettiler, insanlar bana acıyarak bakıyordu cok gencsin diye. Çok üzülüyordum ve karar aldim baska kimse bilmiyecek dedim ve öyle oldu ailem bu istegimi kabul etti ve kimseye söylemedik.

Zaten başörtülü biriyim kaşlarımı boyadım takma kirpik taktım çok fazla insan icine cikmadim doktor yasaklamıştı enfeksiyon nedeniyle.

 
Kararlıydım doktora, hemisirelere ve bana acıyanlara gösterecekdim güclü oldugumu. Ve basardim biraz uzun sürdü. Benim tümör inatcı çıktı. Kemoterapiden sonra tümörüm kücülmüştü ama gitmedi! Işın tedavine basladim 1 ay boyunca tedavi gördüm ve Allaha sükür o ise yaradı ve bir sene süren hastalığımı yolcu ettim. 21 yasinda kanseri yendim.

Ölümle dans ettim ve kazandim. Yasamin ne kadar değerli oldugunu öğrendim. Daha evvel kücük seylere üzlürdüm ve bazen, utanarak söylüyorum ölsemde kurtulsam derdim meger ne kadar aptallikmis böyle düsünceler!!

Ölüm kapiyi calinca anladim sacmaladigimi artik öyle diyenlere cok kiziyorum. Demeyin denildigi kadar kolay degil ölüm diyorum.


Bu hastalık yaşama bakışımı degistirdi. Kendinizden hic vazgecmeyin, inanin! Kendinize güveninizi kaybetmeyin. Yazdıklarım okuyunlara kolay gözükebilir ama inanin hiç kolay olmadi iğneden çok korkan biriyim hele o portun ignesi iste orda gercekden herzaman ölüp ölüp diriliyordum hemsirenin teki elimi tutardi digeri kacmamam icin köseye sıkıştırıp öyle ignesini takarlardi. İctigim haplari saymak bile istemiyorum baslarda günde 20 hap icerdim ve o ağrılar. Ama hepsi geçti.

Herkes az cok kendine neyin iyi gelecegini bilir. Ben hastaligimin hakkinda hic arastirma yapmadim desem yeridir, yasayarak ögrendim sadece. Annem ve Babamla birlikde DVD izledim hastaligi yenenler anlatiyordu neler yasadiklarini ve nasil yendiklerini bir kere araştırmaya kalktım 2 satır okuyup  kapattim korkmustum.

Dua ediyorum rabbim Bütün hastalara Sifa versin diye. Allahim sevdigi kullari sinarmis bunu unutmayin

 

Sibel Kara

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder