kilo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kilo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Kasım 2015 Cuma

Obezitenin Nedenleri




Özellikle de bizim toplumuzda ki insanların yaklaşık % 60 oranında obezite hastalığı yaşaması ya da bı hastalığın evresine yaklaşması, pek çok kişiyi obezitenin nedenleri sorusunu araştırmaya yöneltmiştir. Nitekim günümüzde çocuklarda bile sıklıkla görülmekte olan bu hastalık, vücudun sağlıksal açıdan pek çok sıkıntı yaşamasına sebebiyet vermektedir. Böylece de, sağlıklı bir hayat kurmanın ilk yolu, düzenli beslenme ve kilo kontrolü yaptırmaktan geçmektedir.

 Genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranla aşırı artması sonucunda, kişinin boy uzunluğu ve vücut ağırlığının düzeyinin üzerine çıkması olarak tanımlanan obezite, Türkiye’ de başta erkekler olmak üzere pek çok kişide sıklıkla görülmeye başlamıştır. Özellikle de fast food kültürünün giderek etkin bir hal almaya başlaması, hazmı zor yiyeceklerle doldurulan midelerin genişlemesine sebebiyet vermektedir. Hal böyle olunca da, yaklaşık son on yıl içerisinde obetize oranlarının artması kaçınılmaz olmuştur. Obezitenin nedenleri olarak pek çok sebep madde sıralamamız mümkündür. Keza, insanların günlük yaşamlarını sürdürdükleri esnada maruz kalmış oldukları sert standartlar, onların yemek yeme ve uyuma alışkanlıklarını tamamen değiştirmek zorunda bırakmıştır. Gidişatın bu şekilde ilerlemesi de obezitenin türemesine ön ayak olmuştur.

 
Obezitenin Başlıca Nedenleri
        Kişinin aşırı ve düzensiz bir şekilde beslenme alışkanlığı geliştirmiş olması, obeziteyi tetikleyen en büyük etkendir.
        Gün içerisinde hantal kalmak ve yetersiz bir fiziksel aktivite sergilemekte vücudun şişmanlamasına sebebiyet vermektedir.
        Obeziteyi etkileyen en önemli etmenlerden bir diğeri de, eğitim düzeyi ve sosyo- kültürel faktörlerdir. Kaldı ki, bilinçli bir kişinin yeme düzeni ile bu konu üzerinden hiç eğiyim almamış birinin beslenme alışkanlıkları arasında dağlar kadar fark vardır.
        Hormonal ve metabolik etmenler de obezitenin nedenleri arasında gösterilir. Özellikle de, ergenlik döneminde hormonların dengesiz bir şekilde salgılanması, obezitenin daha aktif bir hale ulaşmasına sebebiyet vermektedir.
        Her ne kadar uzmanlar bu ihtimalin gerçekliği konusunda ikiye ayrılsa da, obezitenin genetik etmenlerden kaynaklandığını da söylememiz mümkündür. Keza anne ve babanın sağlıklı bir vücut yapısına sahip olması, onların çocuklarının gelişimi açısından da oldukça etkilidir.
        Aşırı derecede sigara ve alkol kullanımında obeziteyi tetiklediği apaçık ortadır. Özellikle de yemeklerle birlikte tüketilen alkol, vücudun hızlı yağ yakma eylemini yavaşlatarak, yağ birikimlerinin oluşmasına sebebiyet vermektedir.
        Antidepresan ilaçlarının kullanımı, pek çok fiziksel sıkınıtının yanı sıra, obezitenin de en büyük yardımcısıdır. Bu ilaçların düzenli kullanımı kişinin metabolizmasının yavaşlamasına sebebiyet vermektedir. Bu durumda obezitenin nedenleri sıralamasında önemli bir yer edinmektedir.


Mevcut durumdaki obezitenin nedenlerisıralandığı takdirde, yapılacak olanlarda az çok ortaya çıkmaktadır aslında. Keza uygulanan sağlıklı diyet programı ve kalori hesaplama yöntemleri ile obezitenin önüne geçebilmeniz mümkündür. Bu tarz kilo problemlerini engellemek için atılacak bir diğer önemli adım ise; kişinin kafasında bu sıkıntıyı halletmesi olacaktır. Keza, başarıya gidilecek olan yolun inanmaktan geçtiğini göz önünde bulunduracak olursak, sağlıklı bir ruh yapısı ile dengeli bir beslenme – egzersiz programı sayesinde obeziteden rahatlıkla kurtulabilirsiniz.

19 Kasım 2015 Perşembe

Obezitede tek suçlu ekmek değildir

Ekmeğin yararları ve bilinçli ekmek tüketimi konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen “Ekmeğe İade-i İtibar” panelinde konuşan Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, obezitenin tek suçlusunun ekmek olmadığını söyledi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker’in katılımı ile düzenlenen “Diyette Sağlıklı Ekmek Yemek Gerek” konulu Ekmeğe İade-i İtibar panelinde söz alan Koçak, “Türkiye, dünyanın en çok ekmek tüketen ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu kadar yoğun tüketimin olduğu bir besinin üretim şartları ve ana hammadde olan unun kalitesi büyük önem taşıyor. Böyle bir durumda odaklanılması gereken, en doğru ekmeğin halka ulaştırılmasıdır. Toplumun temel besini, sofralarımızın nimeti ekmeği bu şekilde suçlamak ve halkın kafasını karıştırmak obezitenin çözümü olamaz” diye konuştu.

Karbonhidratı ve özellikle ekmeği yasaklayan protein ağırlıklı diyetlerin her zaman ilgi çekici olduğuna değinen Koçak, “Dönem dönem farklı isimlerle ortaya çıkan bu diyetlerin temeli hep aynıdır. Hızlı kilo kaybı ilk başlarda yüz güldürücüdür ancak daha sonra çok hızlı kilo alınması tesadüf değildir. Karbonhidrat içermeyen yüksek proteinli diyetlerin sonucunda yüksek kolesterol, ürik asit yüksekliği, hiperlipidemi, safra kesesi ve böbrek ile karaciğer problemleri sık karşılaşılan sorunlardır. Üstelik bu şekilde giden kiloların yeniden geri gelmesi bireyi daha da mutsuz eder ve metabolizmadaki yavaşlamayı geri döndürmek çok daha zordur” dedi.

“Hızlı kilo vermek çözüm değil”

Obezitenin çözümünün hızlı kilo vermek olmadığını belirten Koçak, “Diyetlerin başarısı da hangi sürede kaç kilo verildiği değildir. Asıl başarı, bireyin sağlığını bozmadan yaşam biçimine en uygun şekilde geleneksel alışkanlıklarını da içeren ve ömür boyu uygulanacak beslenme modelini keşfedebilmektir. Diyeti kilo verme yarışı olarak görmek, 2-3 ay ekmek ve karbonhidratsız yaşamak bazı bireyler için kamp hayatı gibi katlanılabilir bir durum olsa da, bu kampın bitimi maalesef hüsran ile sonuçlanmaktadır. Üstelik anne babalar bunun doğru bir beslenme modeli olduğunu düşünerek çocuklarına da bu tarz beslenme uyguladıklarında büyüme geriliği karşımıza çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Kaliteli ekmeğe ihtiyaç var”

Hiçbir hastalık gelişiminde veya sağlıklı yaşam için tedavide bir besinin mucize veya tek suçlu gibi etiketlenmesinin doğru olmadığının altını çizen Koçak, “Önemli olan dengeli ve doğru karbonhidrat, yeterli protein ve ihtiyaç ölçüsünde yağ içeren bir beslenme tipini benimsemektir. Tüm dünya Akdeniz diyetini en sağlıklı diyet olarak kabul etmiştir ve bu diyetin temeli tahıllardır. Kaliteli ve tam undan hijyenik koşullarda hazırlanmış ekmeklere ihtiyacımız var. Yenilenen ekmek tebliğine göre buğday tanesi eskiden kepek ve ruşeym ayrılarak un haline geliyor ve fırınlara bu şekilde gidiyordu. Şimdi bu faydalı kısımların daha fazla içinde kalacak şekilde iyileştirme yapılması sevindirici ama biz çok daha iyi bir ekmek istiyoruz. Son gelişmeler tam buğday ekmeğine geçiş için önemli bir adım ama devamı mutlaka gelmeli” diye konuştu.

Günlük karbonhidrat ihtiyacının yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivite durumuna göre değişmekle birlikte, günlük enerjinin yüzde 55-65’lik kısmını içermesi gerektiğini söyleyen Koçak, “Buna göre günlük en az 4-5 dilim ekmek, tercihen tam buğdaylı veya çavdarlı tüketilebilir. Tam buğday ekmeği vitamin, mineral ve lif içermesi açısından kıymetli bir besindir; uzun süre tok tutar; çiğneme süresi uzun olduğu için doygunluk hissine katkıda bulunur; glisemik indeksi düşük olduğu için kan şekerini de hızlı yükseltmez” dedi.

4 Şubat 2015 Çarşamba

ZAYIFLAMA İLAÇLARI İŞE YARIYOR MU?

Hızlı bir şekilde kilo vermek isteyenler, mucize arayanlar son zamanlarda internette biraz araştırma yapıp, zayıflama hapları ve çayları sipariş etmekteler.


Piyasada zayıflamak için kullanılan;
50 den fazla özel diyet takviyesi
125’ten fazla ticari kombine ürün bulunmaktadır. 

                2000 yılı sonrası yapılan bilimsel araştırmaları taradık ve bu ilaçların etkilerini inceledik.. 

EFEDRA: Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi tarafından yasaklanmıştır. Yapılan çalışmalarda kilo vermede etkili olduğu fakat sağlık risklerinin yüksek olduğu belirtiliyor. Efedra ile kombine ürünler piyasada hala bulunmaktadır. Bunlara dikkat !

KAFEİN: Yapılan çalışmalar insanlar üzerinde yağ yakıcı bir özelliği olmadığını gösteriyor. Biz herhangi bir sağlık probleminiz yoksa egzersiz öncesi ara öğün olarak ilaç olarak değil doğal yolla alınmasını öneriyoruz.

TURUNÇ, BİTTER ORANGE: Yapılan klinik çalışmalar turunç içeren gıda desteklerinin kullanıldıkları dozda kilo vermede etkili olmadığını göstermiştir. Turunç ekstresini yalnız veya kafeinle beraber kullanan sağlıklı kişilerde; iskemik şok, taşiaritmi, kardiyak arrest, bayılma, kalp spazmı, myokard enfaktüsü, ventriküler aritmi gibi kardiyotoksik yan etkiler ve ölüm görülmüştür.

KROM: İyi tasarlanmış, kapsamlı çalışmaların yokluğundan dolayı, kromun kilo kaybı ve uzun vadeli güvenlik profili ile ilgili bilgiler yetersizdir.

GİNSENG: Ginseng’in glikoz toleransını geliştirebileceği öne sürülmesine rağmen, insanlar üzerinde yapılan rasgele seçimli hiçbir çalışmada kontrol grubuyla karşılaştırıldığında ginsengin kilo vermede etkili olduğu gösterilmemiştir.

GUAR GUM: Hint fasulyesinden elde edilen bir diyet lifidir. Çalışmalardan elde edilen verilerin sonucu, guar gum takviyesinin kilo vermede etkili olmadığını göstermektedir.

L-KARNİTİN: Karnitin eksikliğinde besinlerle alınan yağların birçoğuenerjiye dönüştürülemez ve vücutta birikerek obeziteye sebep olur.Deney hayvanlarıyla yapılmış birçok çalışmada karnitinin yağlarınenerjiye dönüşümünü hızlandırdığı gösterilmiştir.National Academy of Sciences L-Carnitin' in vücut tarafından yeterince üretilebildiği ve dışardan takviye yapılmasının gereksiz olduğunu yayımlamıştır.

KONJUGE LİNOLEİK ASİT(CLA): Günümüzde, CLA’nın kilo kaybı üzerindeki etkinliğini destekleyecek, insanlar üzerinde yapılmış çalışma verileri yoktur.

     Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen zayıflama ve kilo kontrolü amacıyla önerilen, gıda desteği olarak Tarım Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılan birçok üründe sibutramin, rimonabant, fenitoin gibi kimyasallara rastlanmıştır.
     Ülkemiz ve dünyadaki durumu birlikte incelersek, piyasada bulunan ürünler hakkında öneride bulunmanın ne kadar güç olduğu görülmektedir. Obezite tedavisinde destek olarak başvurulan doğal ürünlerin çoğunun etkinlikleri hakkında yeterli bilimsel klinik çalışma ve kanıt bulunmamakta, Tarım Bakanlığı’nca ruhsat almış olanların güvenilirlik ve kaliteleri hakkında fikir sunulamamaktadır.

 
 

30 Ekim 2014 Perşembe

SAĞLIKLI MI SAĞLIKLI KURABİYELERİMİZ


Yağmurlu, kara bulutlu, soğuk havalar geldi çattı, geceler uzamaya başladı. Ee bu da bizi depresif hallere sokmadı değil. Bu havalarda iş yerinizde ya da uzun kış gecelerinde bir şeyler atıştırma ve tatlı isteğiniz artabilir. Hem sağlıklı bir atıştırmalık yaratmak hem de bunu misafirlerinize de sunabilmek için; kepekli ve bol lifli üstelik de şekersiz bir kurabiye tarifine ne dersiniz?
Malzemelerimiz:
2 su bardağı kepekli un
1 adet yumurta
1 çay bardağı light süt
10 adet dilimlenmiş kuru kayısı
4 yemek kaşığı kuru üzüm
1/2 çay bardağı ceviz
1 yemek kaşığı tarçın




Malzemelerin hepsini karıştırın ve yoğurun.
Minik toplar ya da diskler oluşturun. 
Yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştirin.
Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 20 dk pişirin.



Ve kurabiyeler hazır. Afiyet olsun :)



30 Mayıs 2014 Cuma

SİHİRLİ BAHARAT

Yapılan çalışmalarla birçok olumlu etkisi kanıtlanmış ZERDEÇAL, baharatlar arasında önlere geçmiş durumda.

Zerdaçalın olumlu etkilerinin nedeni etken maddesi olan kurkumin.

Sihirli baharatımızın faydalarına bir göz atalım: 



20 Şubat 2014 Perşembe

KİLO VERMEK İÇİN 10 BASİT ÖNERİMİZ

1. İşlenmiş ve paketlenmiş ürünleri kısıtlayın.

En etkili kilo verme yöntemlerinden biri abur cuburdan kaçınmaktır. Bu gıdalar yüksek kalori içermelerinin yanı sıra çeşitli kimyasal maddeler de içerirler.


2. Yavaş yiyin.



Kilo vermeye başlamak için diğer bir basit ama etkili yol yavaş yemeye başlamaktır. Araştırmalara göre hızlı yiyen kişilerin daha çok kilo problemi yaşadıkları görülüyor.
Yavaş yiyerek vücudunuzda oluşan tokluk sinyallerini farkeder, doğru miktarda besin alarak fazladan kalorilerden kaçınırsınız.



3. Bol su için.

Su tüketimini arttırmak kilo vermenizi iki yolla sağlar.

Vücudun ihtiyacı olan suyu tüketerek metabolizmanızın yavaşlamasını önlersiniz.
Su içerek mide hacmini doldurur ve daha az açlık hissederek, daha az kalori alırsınız.

4. Öğünleriniz protein ağırlıklı olsun. 



Protein sindirimi sırasında vücutta, karbonhidrattan ve yağlardan daha fazla enerji yakılır. Bu da vücudunuzun ekstra enerji harcaması anlamına gelir.




5. Her öğününüzde sebze tüketin.

Vitamin, mineral ve antioksidanlardan zenginlerdir. En önemlisi çok düşük kalori içerirler.
Çoğu sebzenin 1 porsiyonu 100 kaloriden azdır. Sebzelerle iştahınızı bastırabilir ve kilo verebilirsiniz.


6. Doğal ve sağlıklı atıştırmalar yapın.

Aşağıdaki linke göz atarak, liften zengin, kaloriden düşük atıştırmalıkları inceleyebilirsiniz.
http://hafifbeden.blogspot.com.tr/2014/01/kilo-vermenize-yardmc-10-saglkl.html


7. Mutfağınızda ve diyetinizde baharatlara yer açın.

Baharatlar, yemeklerinizi lezzetlendirmenin yanı sıra kilo verme maratonunuzda sizi bir adım daha öne atacaktır. Özellikle karabiber ve acı kırmızı biber metabolizma hızınızı arttırır ve kilo vermeye katkı sağlar.

8. Mutfakta zaman geçirin.

Mutfağınızı sağlıklı hale getirmek, kilo vermek için başlangıç noktasıdır. Buzdolabınızda taze sebze ve meyveler, yağsız süt ürünleri, yağsız et ürünleri bulundurun. Her gün mutfakta sağlıklı yemekler hazırlayarak, ertesi güne yatırım yapabilirsiniz. Böylelikle dışarda yemek yerine evde hazırladığınız sağlıklı besinleri yiyebilirsiniz.

9. Alkol tüketimine dikkat edin.

Alkollü içecekler yüksek oranda kalori içerir. Ama alkol olmadan asla diyenlerdenseniz, onlar arasında da light seçenekler yapmak mümkün.
Antioksidan içeriğiyle kırmızı şarap iyi bir seçenek olabilir, tabiki aşırıya kaçmamak koşuluyla. 1 kadehi 100 kalori içerir. 
Diğer bir seçenek light bira olabilir. 33 cc'lik light bira 80 kalori.

10. Kendinizi aşırı kısıtlayıp, favori besinlerinizden mahrum bırakmayın.

Hayatınızın büyük bölümünü sağlıklı besinlere ayırın, yaşam şekliniz sağlıklı beslenmek olsun. Ama bunu yaparken çok sevdiğiniz bir tatlıyı aylarca yemeyeceğiniz anlamına gelmemeli. Kendinizi böyle şartlandırdığınızda, ters tepki oluşabilir ve o besinleri aşırı yeme isteği oluşur. Bunu önlemek için arada sevdiğiniz kalori bombalarından az miktarda tüketin.



6 Şubat 2014 Perşembe

Kalorisi Düşük Kahvaltı Seçenekleri

" Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. " demiş Cemal Süreya. Kahvaltının sadece mutlulukla ilgisi yok, kilo verme, kilo koruma ve metabolizmanızı hızlandırmayla da ilgisi var.
Kahvaltıyı atlamak ya da kahvaltıda boş kalori kaynaklarını tüketmek (poğaça, börek gibi) sizi gün boyu yorgun ve halsiz yapar. 
İşte size günlük temponuza uygun kahvaltı önerileri:

Yoğun Gün Kahvaltısı (390 kalori)
Eğer yoğun bir gün sizi bekliyorsa, vize haftasındaysanız, toplantılarla, işinizle boğuşacaksanız bu kahvaltıyı tüketerek daha enerjik, daha zinde olabilirsiniz.
  • Enerji verici meyve suyu ( Taze sıkılmış 1 portakal + 1 greyfurt + 1/2 nar )
  • 1 adet haşlanmış yumurta
  • 1 tatlı kaşığı pekmez
  • 1 dilim ekmek
  • 2 tam ceviz içi
Acele Kahvaltı (275 kalori)
İşe geç kalsanız da evden kahvaltı yapmadan çıkmayın. İşte size hem tokluk sağlayacak hem de kan şekerinizi dengeleyecek bir kahvaltı.
  • 1 bardak light süt/yoğurt
  • 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
  • 2 tam ceviz
  • 2 kuru kayısı
  • toz tarçın                        
Tüm malzemeleri karışırın. Hazırlaması sadece 2 dakika :)
    Klasik Severlere (300 kalori)
    Pazar günleri hazırlayacağınız bu kahvaltı ile tatil gününüzü taçlandırabilirsiniz. 
    • 1 dilim light beyaz peynir
    • 2 yumurta beyazı ile renkli biberli omlet
    • 2 çay kaşığı ev reçeli
    • 2 dilim tam buğday ekmek
    Şişkinlik Hissedenlere (330 kalori)
    Ödemlerle güne başlayanlardansanız veya gece alkol almışsanız, şişkinliğinizi almak için bu kahvaltı işe yarayacaktır.

    • 2 adet sade probiyotik yoğurt
    • 1 dilim taze ananas
    • Toz tarçın
    • 1/2 çay bardağı yaban mersini
    • 2 yemek kaşığı form müsli
    • Mate çayı
    Kahvaltı Yapamam Diyenlere (250 kalori)

    Kahvaltıyı atlamak, sağlıklı beslenme düzeninize ihanet etmek demektir. Evden aç karnına çıkmak yerine, kahvaltınızı sıvı şekilde almayı deneyin. Böylece vücudunuzun sabah ihtiyacı olan enerjiyi almış olacaksınız ve kan şekerini sağlıklı aralıkta tutabileceksiniz. 

    * 1 bardak laktozsuz süt
    * 1 küçük muz
    * 1 tatlı kaşığı bal
    * 2 tam ceviz
    Muz ve balı sütün içine karıştırın ve homojen hale getirin. Yanında cevizinizi yemeyi unutmayın.

    3 Şubat 2014 Pazartesi

    Hamileyken Nasıl Beslenmeli?

    Hamilelik boyunca sağlıklı beslenmeniz, yeni doğan bebeğinize verebileceğiniz en güzel hediye olacaktır.

    Hamilelik döneminde beslenmenin ne kadar önemli olduğunu biliyorsunuz. Peki nasıl besleneceğinizi biliyor musunuz?

    Ne yemeliyim ?

    Bir öğününüzün bütün besin gruplarını içerdiğine emin olmalısınız.

    Besin Gruplarını inceleyim:

    Sebze ve Meyveler : 
    Hamilelik boyunca ihtiyacınız olan C vitamini ve Folik Asiti almanızı sağlar. Gebeler günde en az 70 mg C vitamini ve nöral tüp defektinden korunmak için 0,4 mg folik asit almalıdır. Bunu sağlamak için günde en az 3 porsiyon meyve ve 4 porsiyon sebze tüketilmelidir.
    Portakal, greyfurt, brokoli, brüksel lahanası, koyu yeşil yapraklı sebzeler beslenmenizde bulunsun.

    Tahıllar : Demir, B vitamini, lif ve protein ihtiyacının bir kısmını karşılar. Tükettiğiniz tahıl grubunun tam tahıl olmasına dikkat edin. Tam buğdaydan yapılmış ekmek ve makarna (integral), bulgur, esmer pirinç ve yulaf tüketin. Enerji gereksiniminize bağlı olarak günde 6-11 porsiyon tüketmeye özen gösterin.

    Et grubu: Günlük protein, demir, B vitamini ihtiyacını karşılar. Kırmızı et, balık, yumurta ve kurubaklagiller günde 3 porsiyon tüketilmelidir.
    Günde 75-100 gr protein almalısınız. İhtiyacınızı karşılamak için 3 porsiyon (1 porsiyon 30 gr) et grubu tüketin.

    Süt ürünleri: Gebelerin günlük en az 1000 mg kalsiyuma ihtiyaçları vardır. Kemik, diş, kaslar ve sinir sistemi için gereklidir. Süt, peynir, yoğurt, kurubaklagil ve kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum kaynaklarıdır. Günde 4 porsiyon tüketin.

    Kaç Kilo Almalıyım?


    Kaç kilo almanız gerektiği gebelik öncesi ağırlığınıza bağlıdır.
    Öncelikle hamilelik öncesi Beden Kitle İndeksini (BKİ) ölçmelisiniz.
    Gebelik öncesi ağırlığı boyun karesine bölerek BKİ yi hesaplayın.

    • Eğer normal ağırlıkta iseniz (18,5-24,9) hamilelik boyunca 11-16 kg almalısınız.
    • Eğer zayıfsanız (18,5 altı BKİ) 12-18 kg almalısınız.
    • Eğer şişmansanız (25-29) 7-11 kg almalısınız.
    • Eğer obezseniz (30 üstü BKİ) 5-9 kg almalısınız.




    Normal ağırlıkta olan, haftada 30 dakikadan az egzersiz yapan gebe, ilk 3 ay 1800 kkal, ikinci 3 ay 2200 kkal ve üçüncü 3 ay 2400 kkal almalıdır.


    30 Ocak 2014 Perşembe

    Kilo Vermenize Yardımcı 10 Sağlıklı Atıştırmalık


    Doğru ara öğünlerin ne kadar değerli olduğunu biliyor musunuz?

    İş yerinde, okulda, evde ya da dışarda tüketeceğiniz ara öğün kan şekerinizin sağlıklı aralıklarda kalmasını sağlar.

    Bu da sizi büyük, kalorili, yağlı ve hızlı yiyeceğiniz bir ana öğünden korur.

    İşte sizi forma sokup, ihtiyacınız olan vitaminleri ve mineralleri almanıza sağlayacak 10 sağlıklı atıştırmalık:





    1. Çiğ Antep Fıstığı



    2. Çiğ Badem



     3. Havuç Dilimleri




     4. Lor Peynirli Domates
    (2 yemek kaşığı lor peynir + 8 adet cherry domates)




     5. Muz Dilimleri




     6. Hindi Füme





     7. Yer Fıstıklı Elma Sandviç





     8. Yağsız Patlamış Mısır



     9. Tarçınlı Elma Cips




    10. Kuru Yaban Mersini